TMB, İnşaat Sektörü Analizi Ekim 2024 raporunu yayınladı!
TMB, İnşaat Sektörü Analizi Ekim 2024 raporunu yayınladı. Raporda Ekonomi Yönetimlerinin zor kararı; Enflasyon mu, Büyüme mi ikilemi irdeleniyor.
İnşaat Sektörü Analizi Ekim 2024 raporu özeti
Türkiye Müteahhitler Birliği’nin (TMB) İnşaat Sektörü Analizi Ekim 2024 Raporu’nda, Ekonomi Yönetimlerinin zor kararı; Enflasyon mu, Büyüme mi ikilemi irdeleniyor.
Küresel ekonomi, 2024 yılının üçüncü çeyreğinde de “ihtiyatlı iyimser” tutum sergilemiştir. Salgın sonrası ekonomik “iyileşme”yi hedefleyen ekonomi yönetimleri, tüm dünyada tırmanan enflasyonla mücadeleye odaklanmıştır. Rusya-Ukrayna savaşının başlamasıyla enflasyondaki artış enerji ürünleri ve gıda fiyatlarındaki hızlı yükselişle daha da belirgin bir hal alırken tedarik zincirindeki aksaklıklar, hızla yükselen petrol, doğalgaz, emtia ve gıda fiyatları küresel çapta etkili olan bir “enflasyon fırtınası”na dönüşerek yaşam maliyetlerini ciddi ölçüde artırmıştır.
Türkiye’nin en köklü sivil toplum örgütlerinden Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB), ekonomi çevreleri ve sektör tarafından ilgiyle takip edilen İnşaat Sektörü Analizi Ekim 2024 sayısını yayınladı.
Yükselen enflasyon hemen hemen tüm merkez bankalarının en büyük sınavı haline gelirken, ABD ve bazı Avrupa ülkeleri dahil gelişmiş ekonomilerde son 40 yılın en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Birçok ülke merkez bankası faiz oranlarını artırarak enflasyonu dizginlemeye çalışmış, ekonomi yönetimleri yasal fiyat kontrolleri, vergi artışları ve hükümet harcamalarının azaltılması gibi çeşitli para ve maliye politikaları kullanmıştır. Bu sıkı duruş sayesinde birçok ekonomide enflasyonda hedefe doğru ilerleme sağlanmış ancak ekonomilerin büyüme hızları yavaşlamıştır.
Dünya genelinde enflasyondaki bu düşüş eğilimi, birçok ülkenin ekonomi politikalarıyla paralel ilerlerken, düşüşün farklı bölgelerde farklı hızlarda devam etmesi de dikkat çekmiştir. Tüm çabalara rağmen önümüzdeki süreçte yüksek enflasyonun, başta hizmet sektörü olmak üzere dünya genelinde birçok hükümeti ve merkez bankasını zorlamaya devam edeceği öngörülmektedir.
Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Örgütü’nün (OECD), Eylül ayı Ekonomik Görünüm raporunda küresel büyüme tahmini 2024 ve 2025 yılları için %3,2 olarak açıklanmıştır.
Uluslararası Finans Enstitüsü’nün (IIF) “Küresel Borç Monitörü Raporu”nda küresel borç tutarı yılın ilk yarısında 312 trilyon ABD Doları’na çıkmıştır.
Yumuşak iniş senaryolarının güçlendiği ABD’de yıllık TÜFE enflasyonu Ağustos’ta %2,5 ile Şubat 2021’den bu yana en düşük düzeyine gerilemiştir.
Amerikan Merkez Bankası (FED) Eylül ayında politika faizinde 50 baz puanlık hızlı bir indirime giderken, Avrupa Merkez Bankası (ECB) da referans faiz oranlarını bu yıl ikinci kez düşürmüştür.
2024 yılının ikinci çeyreğinde Euro Bölgesi ekonomisi çeyreklik bazda %0,3 ile art arda ikinci çeyrekte de genişlerken, yıllık bazda %0,6 ile beklentilerin üzerinde büyümüştür. Yıllık TÜFE enflasyonu Ağustos’ta
%2,2’ye inmiş, aylık bazda ise %0,1 olarak gerçekleşmiştir.
Çin ekonomisi 2024’ün ikinci çeyreğinde yıllık bazda %4,7 ile piyasa beklentilerinin altında ve 2023’ün ilk
çeyreğinden bu yana en yavaş hızda büyümüştür.
Rus ekonomisi 2024’ün ilk çeyreğindeki %5,4’lük büyümenin ardından yılın ikinci çeyreğinde yavaşlayarak %4,1 büyümüştür.
Türkiye ekonomisi 2024 yılının ikinci çeyreğini yıllık bazda %2,5 ile piyasa beklentilerinin altında bir büyüme ile kapatmıştır. İnşaat sektöründe ise aynı dönemde %6,5 ile genel ekonominin önünde ancak bir önceki çeyreğin altında bir büyüme gerçekleşmiştir.
Eylül ayında TÜFE aylık bazda %2,97 ile piyasa beklentilerinin üzerinde artarken, yıllık TÜFE enflasyonu %49,38 seviyesine gerilemiştir. Aynı dönemde, yurt içi ÜFE aylık bazda %1,37, yıllık bazda %33,09 oranında artış kaydetmiştir.
5 Eylül’de açıklanan 2025-2027 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program’da 2024-2026 yılları için GSYH büyüme tahminleri %3,5, %4,0 ve %4,5 olarak yer almıştır.
Ağustos’ta mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı 0,3 puan düşüşle %8,5 seviyesine gerilerken, atıl işgücü oranı 0,7 puan azalarak %27,2’ye gerilemiştir.
Takvim etkilerinden arındırılmış verilere göre, sanayi üretim endeksi Ağustos’ta yıllık bazda %5,3
daralmıştır.
İSO Türkiye İmalat PMI, Eylül ayında 44,3’e gerileyerek sektörde zorlu faaliyet koşullarının belirginleştiğine işaret etmiştir.
Ağustos’ta cari işlemler hesabı 4,3 milyar ABD Doları fazla verirken, 12 aylık kümülatif cari açık 111,3
milyar ABD Doları’na gerilemiştir. Merkezi yönetim bütçe açığı Eylül ayında 100,5 milyar TL, Ocak-Eylül döneminde ise 1 trilyon 74 milyar TL olmuştur.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Eylül ayı toplantısında piyasa beklentilerine paralel olarak politika faizini değiştirmeyerek %50 seviyesinde tutmuştur.
Eylül ayında Ekonomik Güven Endeksi 95,0, Tüketici Güven Endeksi 78,2, Reel Kesim (İmalat Sanayi)
Güven Endeksi 99,2 değerini almıştır.
Aynı dönemde alt sektörlerden Hizmet Sektörü Güven Endeksi 112,6, Perakende Ticaret Sektörü Güven
Endeksi 110,6, İnşaat Sektörü Güven Endeksi ise 87,8 olmuştur.
Moody’s, Türkiye’nin kredi notunu iki kademe artırarak ‘B3’ten ‘B1’e yükseltirken, kredi notu görünümünü de pozitif olarak korumuştur. Fitch ise Türkiye’nin kredi notunu bir kademe artışla “BB-”ye yükseltirken, kredi notu görünümünü “pozitif”ten “durağan”a çekmiştir.
Yurt Dışı Müteahhitlik Hizmetleri (YDMH) kapsamında Ocak-Haziran 2024 dönemi itibarıyla Türk inşaat
sektörü tarafından yurt dışında 11,8 milyar ABD Doları tutarında 161 proje üstlenilmiştir.
Engineering News Record (ENR) Dergisi’nin 2024 yılına ait “Dünyanın En Büyük 250 Uluslararası
Müteahhidi” listesinde 43 Türk müteahhitlik firması ile yer alan Türkiye, dünya ikinciliğini korumuştur.
İnşaat Sektörü Analizi Ekim 2024 DÜNYA – Jeopolitik Gerilimler, Acı Reçetelerle
2024 yılının son çeyreğine, uygulanan sıkı para politikaları ve yazılan acı reçetelerin olumluya çevirdiği ekonomik görünüm ile birlikte küresel ekonominin önemli aktörlerinden teker teker faiz indirimi adımları ile gelinmiş, oluşan bu ihtiyatlı ama iyimser tablo dünyanın içine düştüğü jeopolitik kaos nedeniyle gölgede kalmıştır. Avrupa seçimleri geride bırakırken dünyanın gözü ve nabzı Amerika Birleşik Devletleri’nde sayılı günler kalan başkanlık seçimlerine odaklanmıştır. Cumhuriyetçi Partinin adayı ve eski ABD Başkanı Donald Trump, uğradığı suikast girişimi sonucunda kamuoyu nezdinde güçlenmiş, bu olayın ardından adaylıktan çekilme kararı alan Demokrat Parti adayı ve ABD Başkanı Joe Biden yerine yardımcısı Kamala Harris aday olmuştur. Böylelikle Rusya-Ukrayna savaşını, Orta Doğu’da süren kaosu, Çin-Tayvan gerilimini ve aslında tüm dünyanın rotasını belirleyecek olan ve şu ana kadar başa baş ilerleyen seçimde, kazanan kim olursa olsun yönetimin her koşulda değişeceği kesinleşmiştir.
Bu koşullarda yılın son çeyreğine başlayan ekonomi yönetimleri enflasyonla mücadele ile ekonomik büyüme arasında sıkışıp kalmış, güçlü ekonomiler her türlü enstrümanı kullanarak enflasyonla mücadelelerinde büyüme tarafında görece az kayıpla olumlu sonuçlar alırken, gelişmekte olan ekonomiler enflasyon sarmalından kurtulamamıştır.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD), Eylül ayında “Köşeyi Dönmek” başlığıyla yayımladığı Ekonomik Görünüm Raporu’nda, küresel ekonominin 2024 yılının ilk yarısında dirençli kaldığı ve enflasyonun ılımlı seyrini sürdürdüğü belirtilmiştir. Raporda ABD, Brezilya, Hindistan, Endonezya ve Birleşik Krallık dahil olmak üzere birçok G20 ülkesinde nispeten güçlü büyüme görüldüğü, ancak aralarında Almanya’nın da bulunduğu birkaç ekonomide daha zayıf bir büyüme gerçekleştiği ifade edilmiştir.
Raporda özellikle hizmet sektöründe ekonomik aktivitenin güçlü kaldığı belirtilirken, satın alma gücünün birçok ülkede henüz salgın öncesi seviyelere tam olarak dönmediği vurgulanmıştır. Küresel ticarette beklenenden hızlı toparlanma görüldüğü ve ihracat siparişlerinde ılımlı seyrin sürdüğü, enflasyon tarafında ise mal fiyatlarının gerilemesine rağmen birçok ülkede hizmet sektöründe maliyet ve fiyat baskılarının etkisini sürdürdüğü belirtilmiştir.
Bu kapsamda, dünya çapında dezenflasyon sürecinin devam etmesi, reel gelirlerdeki iyileşme ve birçok ekonomide para politikasının daha az kısıtlayıcı olmasının talebi destekleyeceği beklentisiyle küresel ekonomik büyüme tahminini 2024 yılı için Mayıs ayında öngördüğü %3,1 seviyesinden %3,2’ye yükselten OECD, 2025 yılı için tahminini %3,2 olarak korumuştur.
Raporda ABD’de ekonomik büyümenin yavaşlamasının ancak para politikasındaki gevşemeyle desteklenmesi beklenirken, bu yıla ilişkin büyüme tahmini %2,6 olarak sabit bırakılmış, ancak 2025 yılı büyüme tahmini %0,2 oranında aşağı yönlü revize edilerek %1,6’ya çekilmiştir.
OECD, Euro Bölgesi 2024 yılı ekonomik büyümesine ilişkin %0,7 olan öngörüsünü değiştirmemiş ancak 2025 tahminini %0,2 aşağı yönlü revize ederek %1,3 olarak belirlemiştir. Raporda, Çin ekonomisine ilişkin 2024 ve 2025 yılı büyüme tahminleri sırasıyla %4,9 ve % 4,5 ile sabit kalmıştır.
Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) tarafından Eylül ayında yayımlanan “Küresel Borç Monitörü Raporu”nda küresel borç tutarı yılın ilk yarısında yaklaşık 2,1 trilyon ABD Doları artarak 312 trilyon ABD Doları’na çıkmıştır.
Bu dönemde küresel borçlarda yaşanan artış, geçen yılın ilk yarısında kaydedilen 8,4 trilyon ABD Doları tutarındaki artışın önemli ölçüde altında kalmıştır.
Küresel borçlardaki artışın önemli bir kısmı Çin ve ABD’deki borçlanmadan kaynaklanırken, Hindistan, Rusya ve İsveç de küresel borçların artmasında etkili olmuştur. Birçok Avrupa ülkesi ve Japonya’da ise toplam borç tutarında belirgin bir düşüş kaydedilmiştir.
Gelişmiş ekonomilerin toplam borcu yılın ikinci çeyreği itibarıyla 210,5 trilyon ABD Doları olarak hesaplanırken, gelişmekte olan piyasalardaki borç 101,3 trilyon ABD Doları olmuştur.
Küresel borcun dağılımına bakıldığında, hane halkına ait borçlar bu dönemde 59,6 trilyon ABD Doları’na, finansal olmayan şirketlere ait borçlar 89,6 trilyon ABD Doları’na, kamu borçları 91,7 trilyon ABD Doları’na ve banka gibi finansal şirketlere ait borçlar 70,9 trilyon ABD Doları’na yükselmiştir.
Küresel borcun gayrisafi yurt içi hasılaya (GSYH) oranı genel olarak istikrarlı bir seyir izlemiş ve %327-328 civarında seyretmiştir.
Toplam GSYH’ye oranları dikkate alındığında, hane halkına ait borçlar ikinci çeyrek itibarıyla geçen yılın aynı dönemine kıyasla %62’den %60,9’a, finansal olmayan şirketlere ait borçlar %91,5’ten %90,6’ya ve
finansal sektöre ait borçlar %78,9’dan %78,5’e inmiştir. Aynı dönemde kamuya ait borçlar %96’dan %97,6’ya çıkmıştır.
Öte yandan Dünya Ticaret Örgütü’nün (DTÖ), Eylül ayında yayımladığı “2024 Dünya Ticaret Raporu”nda küresel ticaretin birçok ülkede yoksulluğun azaltılmasına katkıda bulunduğu, ancak bunun tek başına yoksullukla mücadeleye yardımcı olmadığı belirtilmiştir.
Ticaretin yanında yoksullukla mücadele ve ekonomiler arasındaki uçurumun kapanması için sosyal önlemlerin ve uluslararası işbirliğinin gerekli olduğunun aktarıldığı raporda, ayrıca küresel ticareti daha kapsayıcı hale getirmek için mesleki eğitim, tüketicilerin daha düşük fiyatlardan yararlanmasını sağlamak için rekabet politikası, güvenilir altyapı ve iyi işleyen finansal piyasalar gibi destekleyici iç politikaları içeren kapsamlı bir stratejiye de ihtiyaç duyulduğu vurgulanmıştır.
Raporda, DTÖ’nün 2022 yılında yayımladığı Küresel Eşitsizlik Raporu’na atıfta bulunularak, mutlak
anlamda küresel gelir eşitsizliğinin 110 yıl önceki kadar yüksek olduğuna dikkat çekilmiştir. Buna göre,
1910’da dünya nüfusunun en zengin %10’luk kesiminin geliri, en alttaki %50’lik kesimin gelirinden 41 kat daha fazla iken, bu oran 2020 yılında 38 kat olmuştur. Ayrıca yoksul ülkelerin, uluslararası ticarete daha az katılma, daha az doğrudan yabancı yatırım alma ve ithalata daha fazla bağımlılık eğiliminde olduğu aktarılmıştır.
İnşaat Sektörü Analizi Ekim 2024 TÜRKİYE
Ekonomide yaşanan “denge” mi, “durgunluk” mu?
Türkiye ekonomisi üçüncü çeyreği tüm odağını dezenflasyon sürecine vererek tamamlamış, ekonomi yönetimi dünyanın geri kalanının aksine enflasyonu düşürürken büyümeyi sürdürmeyi hedeflemiştir. Yılın ikinci çeyreğine ait büyüme rakamları ise bu hedefin gerçekçilikten uzak olduğunu kanıtlamıştır.
2024 yılının ilk çeyreğinde yıllık bazda %5,7 büyüyen Türkiye ekonomisi, ikinci çeyreğinde yıllık %2,5 ile beklentilerin altında büyümüştür. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, öncü göstergeler çerçevesinde yılın üçüncü çeyreğinde büyümede “dengelenme”nin sürdüğüne işaret etse de ekonomi çevreleri tarafından veriler özellikle sanayi sektöründeki daralma nedeniyle “durgunluk” olarak değerlendirilmiştir.
OECD 25 Eylül tarihli Ekonomik Görünüm Raporu’nda, Türkiye ekonomisinde bu yıla ilişkin büyüme tahminini %0,2 aşağı yönlü revize ederek %3,2 ve 2025 için ise %0,1 aşağı yönlü revizeyle %3,1 olarak açıklamıştır.
Türkiye dahil gelişmekte olan ekonomilerde enflasyonun gelişmiş ekonomilere göre daha yüksek seyredeceği öngörüsünde bulunulan raporda, Türkiye’de enflasyonun 2024 yılı sonu ve 2025 yılı boyunca hafifleyeceği ancak çift haneli rakamlarda kalmayı sürdüreceği belirtilmiştir. Türkiye’de 2024 yılında enflasyonun %56, 2025 yılında ise %29,1 olarak gerçekleşmesi öngörülmüş, enflasyonun net bir şekilde hedefe doğru ilerlemesini sağlamak için sıkı parasal duruşun 2025’te de sürdürülmesi gerektiği tavsiyesinde bulunulmuştur.
Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), 26 Eylül’de yayımladığı Bölgesel Ekonomik Beklentiler Raporu’nda, Türkiye’nin 2024’teki büyüme tahminini %2,7’de sabit bırakırken, ekonomik büyümenin, itici güçlerin yeniden dengelenmesi ve yatırımcı güvenindeki artışla 2025’te %3’e çıkmasının öngörüldüğünü kaydetmiştir.
Raporda ayrıca, Türkiye’deki son politika değişiklikler ve ülkenin Haziran 2024’te Finansal Eylem Görev Gücü (FATF) gri listesinden çıkarılmasının yatırımcı güvenini artırmaya yardımcı faktörler olarak vurgulanmıştır.
Raporda, Türkiye ekonomisindeki temel riskler, devam eden yüksek enflasyon, Türk lirasının reel değerlenmesinin ihracat ve turizm üzerindeki etkisi, bölgedeki yüksek jeopolitik gerginlikler ve kapsamlı kısa vadeli dış finansman ihtiyaçları göz önüne alındığında sıkı küresel finansman koşulları olarak tanımlanmıştır. Raporda ayrıca, cari açığın azaldığı ancak ülkedeki kısa vadeli dış borcun milli gelirin %20’sine eşdeğer şekilde yüksek kalmaya devam ettiği kaydedilmiştir.
Uluslararası Finans Enstitüsü’nün (IIF), 19 Eylül tarihinde yayımladığı “Küresel Görünüm Raporu”nda da Türkiye ekonomisinin 2024’te %2,7 büyüyeceği öngörülmüştü.
2025-2027 Dönemi Orta Vadeli Program açıklandı
Gelecek üç yıllık dönemde Türkiye ekonomisinin temel büyüklüklerine ilişkin hedef ve politikaların yer aldığı Orta Vadeli Program (OVP), 5 Eylül 2024 tarihli Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz tarafından ekonomi yönetiminin katılımıyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde açıklanan 2025-2027 dönemini içeren OVP’de büyüme hedefinde düşüş, enflasyon hedeflerinde ise artış dikkat çekmiştir.
Brüt uluslararası rezervlerin Mayıs 2023’te 98,5 milyar ABD Doları’ndan 23 Ağustos 2024 tarihinde 150,4 milyar ABD Doları seviyesine yükseldiği belirtilen OVP’de, “Orta Vadeli Program’ın amacı enflasyonun tek haneye düşürülmesi, yatırım, istihdam, üretim ve ihracatın artırılması, gelirin toplumun tüm kesimlerine adil dağıtılmasıdır.” ifadelerine yer verilmiştir.
Yıl sonu itibarıyla ihracatın 264 milyar ABD Doları, dönem sonunda ise 320 milyar ABD Doları’na yakın seviyelerde olmasının beklendiğini aktaran Cevdet Yılmaz, “OVP dönem sonunda 83 trilyon TL’lik ekonomik büyüklük, 1 trilyon 774 milyar ABD Dolarlık ekonomik hacim ve 20 bin ABD Doları seviyelerine çıkmış kişi başına geliri hedefliyoruz. İthalatımızın yıl sonu itibarıyla 345 milyar ABD Doları’ndan OVP dönemi sonunda 417 milyar ABD Doları seviyesine çıkmasını bekliyoruz. Program dönemi sonunda bütçe açığının milli gelire oranının, uzun dönem ortalamasının altına, yüzde 2,5 oranına gerilemesini hedefliyoruz.” ifadelerini kullanmıştır.
OVP’de 2024 yılı için %33 olan enflasyon beklentisi %41,5’e yükselirken 2025 yılı için %15,2 olan TÜFE beklentisi %17,5’e çıkarılmıştır. 2026 yılı için %8,5 olan hedef %9,7’ye yükseltilirken 2027 yılı için hedef enflasyon %7 olarak belirlenmiştir.
Takvim etkisinden arındırılmış verilere göre sanayi üretim endeksi Ağustos ayında yıllık bazda %5,3 daralmıştır. Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, imalat sanayi sektörü endeksi %5,4 ve madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi %5,4 azalırken, elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme sektörü endeksi %1,6 artmıştır. Ağustos ayında sanayi üretimi mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış verilere göre aylık bazda %1,6 azalmıştır. Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, 2024 yılı Ağustos ayında madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki aya göre %4,4, imalat sanayi sektörü endeksi %1,3 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme sektörü endeksi %3,2 azalmıştır. Ağustos’da hizmet üretim endeksi de aylık ve yıllık bazda sırasıyla %0,2 ve %0,1 gerilemiştir.
İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından yayımlanan Türkiye imalat PMI verisi Eylül’de 44,3 seviyesine gerileyerek sektör faaliyetlerinde Mayıs 2020’den bu yana en sert yavaşlamaya işaret etmiştir. Zorlu talep koşulları yeni siparişlerde yaklaşık son dört buçuk yılın en sert düşüşüne neden olurken, ihracat siparişlerinin de önceki aya göre yavaşlaması dış talep koşullarında da bozulma olduğunu göstermiştir. Üretim hacminde üst üste altıncı ayda gerileme devam ederken, istihdamda Nisan 2020’den beri en belirgin daralma kaydedilmiştir.
TCMB tarafından yayımlanan Sektörel Enflasyon Beklentileri raporuna göre, 12 ay sonrasına ilişkin yıllık enflasyon beklentileri, piyasa katılımcılarında 1,2 puan azalarak %27,5 seviyesine, reel sektörde 2,7 puan azalarak %51,1 seviyesine, hanehalkında ise 1,5 puan azalarak %71,6 seviyesine gerilemiştir. Böylece, hanehalkının enflasyon beklentisi hala yüksek seviyelerde olmakla beraber iki aylık artışın ardından Eylül’de tekrar gerilemiştir. Öte yandan, gelecek 12 aylık dönemde enflasyonun düşeceğini bekleyen hanehalkı oranı bir önceki aya göre 0,6 puan azalarak %29,0 düzeyinde gerçekleşmiştir.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 19 Eylül’de gerçekleştirdiği toplantısında politika faizini beklentiler paralelinde değiştirmeyerek %50 seviyesinde tutmuş, toplantının ardından yayımlanan karar metninde, Ağustos ayında aylık enflasyonun ana eğiliminin belirgin bir değişim sergilemediği belirtilirken, hizmet enflasyonundaki iyileşmenin son çeyrekte gerçekleşmesinin beklendiği ifade edilmiştir. Enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının dezenflasyon süreci açısından risk oluşturmaya devam ettiği yönündeki değerlendirme TCMB’nin ihtiyatlı duruşunu koruduğu yönünde algılanmıştır.
TCMB 21 Eylül’de parasal aktarım mekanizmasını desteklemek amacıyla zorunlu karşılık uygulamasında bazı değişiklikler yapmış, zorunlu karşılık oranları kısa vadeli TL mevduat için %12’den %15’e, uzun vadeli TL mevduat için %8’den %10’a çıkarılırken, YP (Yabancı Para) mevduat için TL tesis oranı %8’den %5’e düşürülmüştür.
Güven Endeksleri: Ekonomik güven üç ayın en yüksek seviyesinde
Ekonomik Güven Endeksi, Ağustos ayında 93,1 iken, Eylül ayında %2,0 oranında artarak 95,0 değerini almıştır. Ekonomik Güven Endeksi’nin 100’den büyük olması genel ekonomik duruma ilişkin iyimserliği, 100’den küçük olması da kötümserliği göstermektedir. 2024 yılı Mart ayından bu yana 100 puanın altında seyreden Ekonomik Güven Endeksi son 3 ayın en yüksek değerini almıştır. Alt endekslerden Tüketici Güven Endeksi Eylül’de %2,4 oranında artarak 78,2 olurken, Reel Kesim (İmalat Sanayi) Güven Endeksi %1,2 oranında artarak 99,2 değerini almıştır. Aynı dönemde Hizmet Sektörü Güven Endeksi %0,6 oranında artarak 112,6, Perakende Ticaret Sektörü Güven Endeksi %2,5 oranında artarak 110,6, İnşaat Sektörü Güven Endeksi ise %0,2 oranında azalarak 87,8 olmuştur.
İnşaat Sektörü Analizi Ekim 2024 İNŞAAT SEKTÖRÜ
Yurt içinde finansman ve tasfiye, yurt dışında teminat mektubu sorunu sürüyor
2024 yılı ilk çeyreğinde %11,1 ile genel ekonominin üzerinde bir büyüme rakamı kaydeden inşaat sektörü ikinci çeyrekte de %6,5 büyümüş, böylece deprem bölgesindeki yeniden imar faaliyetleri ile kazandığı ivme ile üst üste 7 çeyrek dönem boyunca aralıksız büyümesini sürdürmüştür. Gayrimenkul sektöründe ise büyüme %3,7 olarak gerçekleşmiştir. 2024 yılının ikinci çeyreğinde dezenflasyon sürecinde uygulanan sıkı para politikaları ile ekonominin genelinde önemli bir yavaşlama yaşanırken, inşaat sektörünün de yavaşlayacağı öngörülmektedir.
İnşaat sektöründe çeyrek dönemler itibariyle harcamalar yüksek büyümeler göstermiş, 2024 yılı ikinci çeyrek döneminde inşaat harcamaları geçen yılın aynı dönemine göre %89,3 artarak 1,57 trilyon TL olarak gerçekleşmiştir. Bu yüksek büyümede enflasyon/inşaat maliyetleri artışı da önemli rol oynamıştır. İnşaat harcamaları reel olarak ikinci çeyrekte %8,0 artmıştır.
2024 yılının üçüncü çeyreğinde dezenflasyon sürecinin etkileri inşaat sektöründe daha da belirginleşmiş, sıkılaştırma politikalarının finansman üzerindeki etkisi ağırlaşmıştır. Özellikle kredi büyümesine getirilen sınırlar, yüksek finansman maliyetleri ve likiditenin azaltılması önümüzdeki dönemde inşaat sektörünün büyümesini sınırlayacak en önemli unsurlar olarak öne çıkmıştır.
Öte yandan Kamuda Tasarruf ve Tedbir Paketi kapsamında önümüzdeki dönemde deprem bölgesinin yeniden imarı ve zorunlu haller dışında yeni yatırım yapılmayacağı, devam eden kamu projelerinde %75’i tamamlanan projelere öncelik verileceğinin açıklanmasının ardından yavaşlatılan veya durdurulan projelerin müteahhitleri bu yükü taşıyamaz hale gelmiştir.
Türkiye Müteahhitler Birliği tarafından her fırsatta kamuoyunun gündemine taşınan bu sorun 18 Eylül’de düzenlenen “Yurt Dışı Müteahhitlik Hizmetleri Ödül Töreni”nde TMB Başkanı M. Erdal Eren tarafından törene katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan huzurunda bir kez daha dile getirilmiştir. TMB Başkanı Eren, “Sektörümüz açısından diğer önemli bir sorun ise uygulanmakta olan Ekonomik Program ile Kamuda Tasarruf Tedbirleri çerçevesinde deprem bölgesi dışında programa yeni proje alınmaması; devam eden kamu altyapı projelerinde ise ilerleme oranı %75’in altındaki projelere cüzi miktarda ödenek ayrılması veya ödenek verilmeyerek askıya alınmasının kararlaştırılmış olmasıdır. Kamu yatırımlarında önceliklendirme yapılması; bütçe imkanlarının kısa sürede tamamlanacak projelere tahsisini öngören bu kararı tamamen doğru buluyoruz. Ancak ilerleme oranı %75’in altında olduğu için ödenek verilmeyerek yavaşlatılan veya tümden durdurulan projelerin teminat mektubu, sabit personel ve iş yapmadan açık tutulan şantiye giderleri gibi masraflarının belirsiz bir süre için müteahhide yüklenmesi adil değildir. Bu durumdaki işlerin müteahhitlerine şartsız tasfiye hakkı verilerek değişik büyüklükteki yüzlerce müteahhidin batmasını önlemek konusunda gereğinin yapılması gerektiğini düşünüyoruz.” ifadeleri ile önümüzdeki dönemde sektörü derinden etkileyecek bu sorunun önemini vurgulamıştır.
Sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri toplamında ciro endeksi (2021=100), 2024 yılı Ağustos ayında yıllık %41,8 artmıştır. Toplam cironun alt detaylarına bakıldığında; 2024 yılı Ağustos ayında yıllık bazda sanayi sektörü ciro endeksi %26,7, inşaat ciro endeksi %75,0, ticaret ciro endeksi %42,8 ve hizmet ciro endeksi %55,5 oranında yükselmiştir.
Temmuz ayında aylık bazda %3,7 oranında artan toplam ciro endeksinin alt detaylarına bakıldığında; aylık sanayi sektörü ciro endeksi %1 ve ticaret ciro endeksi %10,9, inşaat ciro endeksi %4,2 ve hizmet ciro endeksi %3,3 artmıştır.
Öte yandan, 2024 yılı ikinci çeyrek döneminde zincirlenmiş hacim endeksine göre gayrisafi sabit sermaye oluşumu içerisinde sektörel yatırımların payı %8’e gerilemiştir. İnşaat sektörünün istihdamdaki payı ise %6,7 olarak gerçekleşmiştir.
İnşaat Maliyet Endeksi
TÜİK tarafından açıklanan İnşaat Maliyet Endeksi verilerine göre malzeme ve işçilik maliyetlerindeki artış, ivme kaybına rağmen ılımlı da olsa devam etmiştir. Endeks Ağustos ayında aylık bazda %1,18, yıllık bazda ise %41,54 oranında artmıştır. Böylelikle inşaat maliyetlerinde Ekim 2021’den bu yana en yavaş yıllık artış yaşanmıştır. İnşaat Maliyet Endeksi kapsamındaki malzeme endeksi yıllık bazda %34,98 ve aylık bazda %1,30, işçilik endeksi ise yıllık bazda %56,86 ve aylık bazda %0,93 oranında yükselmiştir.
Türkiye İMSAD Aylık Sektör Raporu
Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) tarafından yayımlanan İnşaat Malzemesi Sanayi Bileşik Endeksi, Eylül ayında bir önceki aya göre 0,05 puan azalarak 67,14 puan seviyesine gerilemiştir. Bileşik Endeks, yerel seçimlerin ardından Temmuz ayında yaşanan ilk artış sonrası iki ay üst üste gerileme kaydetmiştir. Raporda, çalışma gün sayısındaki iniş çıkışların etkilerinin ortadan kalkması ile Bileşik Endeks eğiliminin daha sağlıklı hale geldiği belirtilirken, bundan sonraki süreçte büyük ölçüde ekonomi politikalarının etkileri ve ihracat pazarlarındaki gelişmeler ile şekilleneceğine ve endekslerde toparlanmanın ötelendiğine dikkat çekilmiştir.
Konut Segmenti: Konut satışlarında 21 ayın zirvesinde
Türkiye genelinde konut satışları 2024 Eylül ayında yıllık bazda %37,3 oranında artarak 140 bin 919 olmuştur. Böylelikle aylık adet bazında son 21 ayın en yüksek satış rakamı kaydedilmiştir. Ocak-Eylül döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre %5,2 artışla 947 bin 236 olarak gerçekleşmiştir.
İnşaat Sektörü Analizi Ekim 2024 Konut Fiyat Endeksi
2024 yılı Eylül ayında şehirlere göre konut fiyat endekslerindeki gelişmeler değerlendirildiğinde aylık bazda İstanbul’da %1,2, Ankara’da %2,2 ve İzmir’de %0,8 oranlarında artış gözlenmiştir. Endeks değerleri ise yıllık bazda İstanbul’da %23,4, Ankara’da %30,4 ve İzmir’de %23,1 oranlarında yükselmiştir.
2024 Yılı İkinci Çeyrek Yapı İzin İstatistikleri
TÜİK tarafından açıklanan Yapı İzin İstatistikleri’ne göre 2024 yılı ikinci çeyreğinde belediyeler tarafından yapı ruhsatı verilen bina sayısı yıllık bazda %22,7, daire sayısı %28,9 ve yüz ölçümü %30,9 azalmış, yapı ruhsatı verilen binaların toplam yüz ölçümü 27,1 milyon metrekare iken; bunun 14,6 milyon metrekaresi konut, 6,9 milyon metrekaresi konut dışı ve 5,6 milyon metrekaresi ise ortak kullanım alanı olarak gerçekleşmiştir.
Yurt Dışı Müteahhitlik Hizmetleri: Türk müteahhitler dünya ikinciliğini bu yıl da korudu
Ocak-Eylül 2024 dönemi itibarıyla Türk inşaat sektörü tarafından yurt dışında 11,8 milyar ABD Doları tutarında 161 proje üstlenilmiştir. Böylece sektörün 1972 yılında Libya ile yurt dışı pazara açılmasından bu yana ulaştığı uluslararası proje portföyü büyüklüğü, 137 ülkede üstlenilen 12.297 projeyle toplam 515,8 milyar ABD Doları olmuştur.
2024 yılının ilk dokuz ayında yurt dışında en çok iş üstlenilmiş ülke;
- 2,3 milyar ABD Doları ile Suudi Arabistan olurken,
- 1,7 milyar ABD Doları ile Cezayir ikinci,
- 1,2 milyon ABD Doları ile de Gabon üçüncü sırada yer almıştır.
Kaynak; https://tmb.org.tr/arastirma_yayinlar/tmb_bulten_ekim2024.pdf
Düzenleyen; İnş. Müh. Mithat GÜNEY, PMP