Emlak Haberleri

Deprem Mühendisliği Açısından 6 Şubat 2023 Depremleri Sempozyumu

“İnşaat / Deprem Mühendisliği Açısından 6 Şubat 2023 Depremleri Sempozyumu” 18 – 19 – 20 Ocak 2024 tarihlerinde Adana’da gerçekleştirildi.

6 Şubat 2023 Depremleri Sempozyumu Adana’da gerçekleştirildi.

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası ve Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen, “İnşaat / Deprem Mühendisliği Açısından 6 Şubat 2023 Depremleri Sempozyumu” 18 – 19 – 20 Ocak 2024 tarihlerinde Adana’da gerçekleştirildi.

Şubat 2023 depremlerinin yıl dönümü arifesinde, depremleri ve meydana getirdikleri etkileri inşaat/deprem mühendisliği açısından bütün yanları ile ele alarak değerlendirmek, çıkarılan dersleri ve geleceğe ilişkin öngörüleri ve önerileri ortaya koymak amacıyla “İnşaat / Deprem Mühendisliği Açısından 6 Şubat 2023 Depremleri Sempozyumu” düzenlendi. Bu Sempozyumun açış konuşmaları; İMO Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç, İMO Adana Şube Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Aksungur, Sempozyum Danışma Kurulu Başkanı Mehmet Nuray Aydınoğlu, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürü Banu Aslan tarafından yapıldı.

Açış konuşmalarının ardından sempozyumun birinci gününde; “Şubat 2023 Depremlerinin Yeniden Gündeme Getirdiği Mühendislik, Mimarlık, Müteahhitlik Sorunları” Paneli, Sempozyum Danışma Kurulu Başkanı Mehmet Nuray Aydınoğlu’nun oturum başkanlığında; Taner Yüzgeç, Haluk Sucuoğlu, Erdem Canbay, Mustafa Özçelik ve Barış Erkuş’un konuşmalarıyla gerçekleştirildi.

Sempozyumun birinci gününde öğle arasının ardından iki oturum gerçekleştirildi. “Deprem Yer Hareketi- Zemin Davranışı” 1. Oturumunda Haluk Sucuoğlu’nun oturum başkanlığında; Yasin Fahjan Özkan Kale, Ayşegül Askan, Kemal Önder Çetin sunum yaptı. “Zemin Davranışı” başlıklı 2. oturumda ise Kutay Özaydın’ın oturum başkanlığında; Pelin Özener, Ertan Bol, Ayhan Gürbüz ve Bilal Umut Ayhan sunum yaptı.

Sempozyumunun 2. Günü gerçekleştirilen “Yerel Zemin Etkileri Bina Türü Yapıların Davranışı” 4.Oturumda, Ercan Yüksel’in oturum başkanlığında; Okan İlhan, Barış Erkuş, Ufuk Yazgan, Eren Vuran ve Caner Gülenç sunum yaptı. “Diğer Yapıların ve Altyapıların Davranışı” başlıklı 4. Oturumda, Işıkhan Güler’in oturum başkanlığında; Cem Yenidoğan, Ömer Ülker, Ercan Yüksel, Alp Caner, Ahmet Cevdet Yalçıner ve Selçuk Toprak sunum yaptı.

Sempozyumun 20 Ocak Cumartesi günü gerçekleştirilen son gününde, iki oturum ve bir panel yer aldı. “Deprem sonrasına İlişkin Sorunlar – Hasar Tespit Çalışmaları” başlıklı 5. Oturum Murat Altuğ Erberik oturum başkanlığında gerçekleştirildi. Oturumda; Derya Deniz, Eren Vuran, Mustafa Şahmaran, Alper İlki sunum yaptı.

Sempozyumun son oturumu olan Alper İlki’nin oturum başkanlığını yaptığı “Yabancı Uzman Gözüyle Şubat 2023 Depremleri” başlıklı 6. Oturumunda Tokyo Üniversitesi Deprem Araştırma Enstitüsünden Profesör Koichi Kusunoki sunum yaptı. Kusunoki’nin İngilizce yaptığı sunum Alper İlki tarafında simultane olarak tercüme edildi.

Sempozyumun “Şubat 2023 Depremleri Bağlamında Afet Yönetimi, Yapılaşma, Finansman, Sigorta, Hukuk Sorunları ve Yerel Sorunlar” Paneli Selçuk Uluata’nın oturum başkanlığında gerçekleştirildi. Panelde konuşmacı olarak; Mithat Kadıoğlu, Hakan Özyıldız, Oktay Gülağacı, Levent Mazılıgüney ve Ökkeş Buğra Dalkıran yer aldı. Sempozyumun tüm oturum sunumlarında ve iki panelinde konuşmacılar salondan gelen soruları yanıtladı.

“6 Şubat Depremlerinde Dehşet Verici Bir Tabloyla Karşılaşmamız Önlenebilirdi”

İMO Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç, yaptığı konuşmada 6 Şubat depremlerine değindi. Yüzgeç şunları söyledi:

“Değerli katılımcılar, değerli konuklar ve değerli meslektaşlarım, hepinizi İnşaat Mühendisleri Odası adına saygıyla selamlıyorum. Öncelikle 6 Şubat Depremlerinde hayatını kaybeden on binlerce yurttaşımızın anısı önünde saygıyla eğiliyor, tüm ülkeye İnşaat Mühendisleri Odası adına bir kez daha baş sağlığı diliyorum.

6 Şubat Depremlerinden sonra Odamızın her biriminin ana gündem maddesi deprem olmuştur. Bugünkü Sempozyumumuz da bu amaçla tasarlanmış ve depremlerin 1. yıl dönümün hemen öncesinde 6 Şubat’ta ne olduğunu ve nasıl olduğunu değerlendirmek için toplanmıştır. 3 gün boyunca bilim insanları ve uzmanlar bu depremlere ilişkin çalışmalarını, gözlemlerini bizimle paylaşacak, depremlerin sonuçlarını değerlendirecektir. İşte bu Sempozyumun hayata geçmesini sağlayan değerli hocam Prof. Dr. Nuray Aydınoğlu nezdinde Düzenleme ve Danışma Kuruluna, bildiri sahiplerine ve uzmanlara şimdiden teşekkür ediyor, göstermiş olduğu büyük çabaları nedeniyle Adana Şubemize ve çok değerli katkıları nedeniyle Adana Büyükşehir Belediyesine (Sn. Başkan Zeydan Karalar nezdinde) şükranlarımı sunuyorum.

Değerli meslektaşlarım, değerli konuklar, 6 Şubat depremleri gerçekten çok büyük depremlerdi. 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremeler sadece büyüklükleri açısından değil şiddeti, yıkıcılığı ve ivmeleri açısından da yer bilimcilerin, sismologların beklentisini aşan depremler niteliğindeydi. Dolayısıyla bu denli büyük ve yaygın depremler karşısında kayıpları sıfıra indirmek belki mümkün olmayabilirdi fakat böylesi dehşet verici bir tabloyla karşılaşmamız elbette ki önlenebilirdi. Bu sempozyumun bir yönüyle de tüm kesimler için bunun muhasebesinin yapıldığı bir platform olacağını düşünüyorum.

Evet, beklenmedik büyüklükte bir depremin yaşandığı bir gerçektir. Ancak bu gerçek, başka gerçeklerin üstünü örtmüyor. Çünkü afete hazırlığın temelini güvenli yapılaşma ve sağlıklı kentleşme çalışmaları oluşturmaktadır. Bunlar yapılmadığı taktirde böylesine yaygın bir yıkımın oluşmasının önüne geçilemiyor ve deprem sonrası müdahalenin altından kalkmak mümkün olmuyor. Bize göre en büyük suç da günah da burada yatıyor.

Ülkemizde var olan yapı stokunun büyük çoğunluğu, deprem yönetmelikleri dikkate alınarak yapılmamıştır. Yapılar ya mühendislik hizmeti olmadan üretilmiştir ya da yeterli düzeyde mühendislik hizmeti almamıştır. TBMM’nin İzmir Depremi sonrası kurduğu Araştırma Komisyonun Temmuz 2021 tarihli raporuna göre Türkiye’de 10 milyon civarında olan yapı stokunun 6-7 milyon civarında olan kısmı riskli yapı statüsündedir. Bu risk ortadan kaldırılmadığı veya azaltılmadığı sürece ülkemiz büyük yıkımlarla defalarca yüzleşeceği gibi, depremler sonrası müdahalelerde de yetersiz kalmaya mahkûm olacaktır. Bu 6-7 milyonluk riskli yapıya bırakın müdahale etmeyi, bu yapıların varlıkları bile tespit edilemiyorsa sorunumuz çok daha büyük demektir.

6 Şubat depremlerinin en çok etkilediği iller olan Adıyaman, Kahramanmaraş, Hatay ve Malatya illerinde yıkılan bina oranları %3,2 ila %5,2 arasında değişmektedir. Bu illerin genelinde kullanılamaz durumda olan yapıların oranları ise (orta hasarlılar dahil, çünkü güçlendirme yapılmaksızın kullanımına izin verilmemektedir.) %24,9 ila %32,3 arasında değişmektedir.

Ölçeği biraz daha küçültürsek örneğin Hatay’ın en çok hasar alan ilçelerine Antakya, Defne, Hassa ve Kırıkhan’a bakarsak, yıkılan bina oranlarının %3,9 ila %10 arasında değiştiğini görüyoruz. Bu ilçelerin genelinde kullanılamaz durumda olan yapıların oranları ise %29 ila %51,6 arasındadır. Bu durum açıkça göstermektedir ki, riskli yapıları ve riskli bölgeleri bizden önce depremin tespit etmesi halinde kayıplarımızın ve ödediğimiz bedelin boyutları korkunç olmaktadır.

Örneğin Antakya’da realize olan yıkım ve hasar oranı İstanbul için ön görülen deprem risk tahminlerinin üzerindedir. Dolayısıyla artık tahminlerden istatistiki sonuçlardan ziyade somut tespitlere dayalı verilere ihtiyacımız vardır ki riskli yapı stokuna müdahale edilebilsin.

Son 12 yılda İstanbul’da riskli olduğu iddiasıyla dönüştürülen bina oranı %13 civarında olmasına karşın, bu dönüşümlerle yaratılan bağımsız bölüm sayısı %85 artmıştır. Bu da rantla birlikte kentsel yoğunluğu artırmış, bu durum bir yandan kentsel altyapı üzerinde bir baskı oluştururken diğer yandan yapısal riskleri kentsel risklere dönüştürmüştür. İstanbul’da kentsel dönüşüm ile yaratılan rant değerinin 85 milyar dolar civarında olduğu söylenmektedir. Bu rakam İstanbul’daki 600 bin civarında olduğu düşünülen riskli yapının güvenli hale getirilmesi için ihtiyaç duyulan finansmanın birkaç katı büyüklüğündedir.

Riskli yapı stokundan bahsettik. Bu stokun neden oluştuğundan bahsetmek gerekir biraz da… Kuşkusuz en temelinde yatan sebepleri, ülke içindeki kontrolsüz göç hareketleri, bölgeler arası dengesiz büyüme ve plansız kentleşme olarak sıralayabiliriz. Devletin en önemli görevlerinden biri olan yurttaşlarının barınma ihtiyacını planlayamaması ve karşılayamaması sonucu kontrolsüz bir yapılaşma düzeni on yıllar boyunca hâkim olmuştur.

Depremin yaralarının sarılması, hayatın normale dönmesi zaman alsa bile başarılabilir. Maddi kayıplarımız zaman içerisinde giderilebilir. Ancak 10 binlerce yurttaşımızın hayatının geri getirilmesinin, o boşluğun doldurulmasının imkânı yoktur. Anıları önünde bir kez daha eğiliyor, hepinize saygılarımı sunuyorum.”

Kahramanmaraş Depremleri bölgedeki 500 yıllık sismik sessizliği bozdu

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Afet Yönetim Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Murat Utkucu, merkez üssü Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olan, 10 ili etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki Kahramanmaraş Depremleri ile ilgili bir rapor hazırladı. SAÜ Jeofizik Mühendisliği Bölümü Başkanı Utkucu raporunda, “Geçmişteki depremler orada gerilme yükü oluşturmuş. Yaklaşık 500 yıldır burada sessizlik vardı. Bu yer bilimcilerce de biliniyordu. Kahramanmaraş Sismik Boşluğu olarak literatüre girmiş bir yer. Ancak bu iki Kahramanmaraş Depremi bölgedeki 500 yıllık sismik sessizliği bozdu” dedi.

6 Şubat 2023 Depremleri Tespit ve Değerlendirme Raporu yayımlandı

TMMOB Mimarlar Odası 23 Şubat 2023 tarihinde hazırladığı 6 Şubat 2023 Depremleri Tespit ve Değerlendirme Raporunu kamuoyuyla paylaştı.

6 Şubat 2023 tarihinde Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü verilerine göre Sofalaca-Şehitkamil-Gaziantep’te 7.7 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiştir. Ardından Ekinözü- Kahramanmaraş merkezli 7.6 büyüklüğünde bir deprem daha yaşanmıştır. Nitekim depremler Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu İç Anadolu ve Akdeniz Bölgelerini kapsayan geniş bir alanı etkilemiştir.

İnşaat Mühendisleri Odası Kahramanmaraş Depremleri Ön Değerlendirme Raporu yayımladı

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Pazarcık ve Elbistan merkezli 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş Depremleri Ön Değerlendirme Raporu yayımladı.

İTÜ, 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş Depremleri Ön İnceleme Raporu yayımladı

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ), asrın felaketi olarak nitelendirilen, merkez üssü Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olan, 11 ili etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş Depremleri Ön İnceleme Raporu yayımladı.

MTA tarafından Türkiye Yenilenmiş Diri Fay Haritaları yayımlandı

Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü (MTA) tarafından Türkiye Yenilenmiş Diri Fay Haritaları yayımlandı. Nitekim yenilenmiş fay haritası üzerinde deprem riski taşıyan 485 diri fay belirlendi. Zira yayımlanan diri fay haritasıyla birlikte, Türkiye’de diri fay hattı üzerinde yer alan 45 ilde 110 ilçeyi kapsıyor. Peki, evimin altından fay hattı geçiyor mu? İşte yenilenmiş MTA diri fay haritası.

Gözler İstanbul Deprem Haritası ve riskli ilçelere çevrildi

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Afet Yönetim Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Murat Utkucu, merkez üssü Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olan, 11 ili etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş Depremleri ile ilgili bir rapor hazırladı. Zira raporda SAÜ Jeofizik Mühendisliği Bölümü Başkanı Utkucu, bu iki büyük Kahramanmaraş Depremi‘nin bölgedeki 500 yıllık sismik sessizliği bozduğunu ifade etti. Dolayısıyla asrın felaketi olarak nitelendirilen merkez üssü Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olan iki büyük deprem sonrası gözler İstanbul Deprem Haritası ve riskli ilçelere çevrildi.

6 Şubat Kahramanmaraş Depremleri ile ilgili ilk izlenimlerim

Bu makalede asrın felaketi olarak nitelendirilen, merkez üssü Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olan, 11 ili etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki 6 Şubat Kahramanmaraş Depremleri ile ilgili ilk izlenimlerimi ele aldım. Saygılarımla, İnş. Müh. Mithat GÜNEY, PMP

Türk Yapısal Çelik Derneği (TUCSA)

Türk Yapısal Çelik Derneği‘nin kuruluşu üniversite ve sanayi tarafından aynı zamanlarda ortaya çıkan gereksinimden kaynaklandı. Bir taraftan çelik üreticileri ve çelik yapı yapanlar deprem ülkesi olmasına rağmen Türkiye’de çelik yapıların yeterince yaygın olmaması karşısında alınacak önlemleri tartışıyor, diğer taraftan Avrupa Yapısal Çelik Birliği (European Convention for Constructional Steelwork – ECCS) İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Tevfik Seno Arda’yı toplantılarına davet ediyordu. Böylece, Derneğimizin Kurucu Başkanı Prof. Dr. Tevfik Seno Arda, 1988 yılından itibaren ECCS toplantılarına, sektörü temsilen katılmaya başladı.

Normal olarak ülkelerin, dernek, birlik veya enstitüler vasıtasıyla Avrupa Yapısal Çelik Birliği’nde temsil edilmesi nedeniyle, Türkiye’de ön görüşmelere başlamış olan akademisyenler ve sanayiciler, Türkiye’de dernek kurma faaliyetleri hızlandırıldılar ve 1989 yılında başlayan kuruluş çalışmaları 1992 yılında sona erdi ve Yapısal Çelik Derneği kuruldu. Derneğin kuruluşu; 2908 sayılı Dernekler Yasası hükümlerine uygun olarak, İstanbul’da Kadıköy Kaymakamlığı Dernekler Masası tarafından 34-57/106 kod numarası ile kaydedildi. Türk Yapısal Çelik Derneği’nin kuruluş tarihi, Dernek Kuruluş Bildirimi belgesinde belirtilen Yapısal Çelik Derneği’nin kuruluş tarihi olan 20 Temmuz 1992 olarak kabul edildi. Derneğin kuruluşu, 3 Aralık 1992 tarih ve 6035 sayılı YENİGÜN Gazetesinde ilan edildi.

Türkiye’de yapısal çelik ve çelik yapı sektörünün oluşumu sürecinde liderlik yapmış olan Yapısal Çelik Derneği’nin unvanının başına “Türk” kelimesinin gelmesi 2908 sayılı Dernekler Kanunu’nun 65 inci maddesine göre, 26.02.2001 tarih ve 2001/2122 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile onandı ve derneğimizin unvanının Türk Yapısal Çelik Derneği olması kararlaştırıldı.

Dernek isminin kısaltması ilk olarak 1992 yılında ECCS’de kullanıldı ve “Turkish Constructional Steelwork Association” kelimelerini ifade eden ve tüzüğümüzde de yer alan “TUCSA” kısaltması benimsendi. Buna paralel olarak, Derneğin halen kullanılmakta olan web sitesini açmak için 2000 yılında “www.tucsa.org.tr“, daha sonra da www.tucsa.org” adresleri alındı. Sonuç olarak, geleneklerine vefa duygusu ile bağlı Türk Yapısal Çelik Derneği; bir çocuğa doğumunda verilen isim gibi benimsemiş olduğu “TUCSA” kısaltmasını 1992 yılından beri kullanmaktadır.

İnşaat Mühendisi Mithat GÜNEY, PMP YouTube Kanalı

Dünya genelindeki İnşaat Projeleri, Şantiye Görüntüleri, Gayrimenkul Sektörü ve Profesyonel Proje Yönetimi ile ilgili videoları İnşaat Mühendisi Mithat GÜNEY, PMP YouTube kanalında bulabilirsiniz.

Mithat GÜNEY, PMP YouTube Kanalı

Kaynak; https://www.tucsa.org/tr/haber_detay.aspx?haber=4501

Düzenleyen; İnş. Müh. Mithat GÜNEY, PMP

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ