Emlak Haberleri

Konut sahipliği oranı düşerken, kiracılık oranında artış yaşanıyor!

Konut sahipliği oranı düşerken, kiracılık oranında artış yaşanıyor!

Türkiye’de son yıllarda konut sahipliği oranı düşüş yaşarken, kiracılık oranı artış gösteriyor. 2014-2020 yılları arasında 5 milyon 331 adet konut üretilmesine rağmen konutların büyük çoğunluğu yatırımcılar tarafından satın alındı.

Konutlar yatırımcıya gidiyor

Ülkemizde 2014 yılından itibaren konut sahipliği oranı yüzde 3.3 oranında düşüş göstererek yüzde 57.8‘e geriledi. Bu dönemde üretilen 5 milyon 331 adet konut inşa edilmesine rağmen kiracılık oranı yüzde 4.1 artış göstererek 26.20‘ye çıktı. Sektör temsilcileri ise üretilen konutların genellikle yatırım grupları tarafından alındığını belirtti.

Dünya Gazetesi editörlerinden Leyla İlhan’ın haberine göre son yıllarda konut üretiminin yüksek olması ve satışların artmasına rağmen konut sahipliğinin düştüğü belirtildi. Bu yaşanan düşüşün sebebi ise alım gücünden dolayı hanelerin konuta erişememesinden kaynaklı olarak gösterildi. Konut satışlarındaki artışların yeniden konut alımları ile sağlandığı söylenirken, erişilebilir fiyatlarda konut üretiminin gerekliliğine dikkat çekildi.

Zaten konut sahibi olanlar, daha çok konut aldı!

Konut sahibi olanların daha çok konut satın aldığını belirten İstanbul Gayrimenkul Değerleme Kurucu ve Yönetici Ortaklarından Ahmet Büyükduman, “Toplumda nüfus artış hızıyla birlikte hane sayısı artıyor. Bu arada konut sayısı da artıyor. 2014 yılında bu yana Türkiye’de diyelim ki 2 milyon yeni hane oluştu. Ama 4 milyondan fazla konut yapıldı. Ancak bu haneler neden daha fazla kiracılığa yöneldi diye bakıldığında şöyle nedenleri olabilir. Gelir dağılımındaki bozulmadan dolayı zaten konut sahibi olanlar daha çok konut sahibi olmaya başladı. Buda yeni oluşan ya da mevcutta kiracı olan hanelerin ev sahipliğine geçişlerini zorlaştırıp kiracı havuzuna ilaveler getirdi.” ifadelerine yer verdi.

“Barınma krizinin oluşmaması için konut üretimimi düşmemeli”

Büyükduman açıklamalarına yüksek gelire sahip grubun konut satın alımı yaptığını belirterek şöyle devam etti; “Bu grubun konutları kiraya verdiğini gösteriyor. Ayrıca konuta erişim gücü olsa bile toplumun bazı kesimleri konut sahibi olmak yerine kiracı kalmayı tercih ediyor olabilir. Gençler daha uzun süre bekar kalıyor, bekar kalınca daha uzun süre kirada kalıyor. Bu grubun da toplum içindeki payı genişliyor. Birde böyle bir sosyolojik gerçeklik var.” dedi.

Gelecek yıllarda yeterli miktarda konut üretilmemesi durumunda barınma krizi oluşabileceğine dikkat çeken Büyükduman, “Barınma krizinin oluşmaması Türkiye’de en az 3 yıl boyunca konut üretimi 1 milyonun altına düşmemeli. Ayrıca maliyetler çok yüksek bu nedenle erişilebilir konut içinde küçük konut üretilmeli. Çünkü 100 metrekarelik bir konutun fiyatı ortalama fiyatı 1 milyon 400 bin TL iken, konutu küçülterek kullanılan arazi ve inşaat maliyetleri düşürülerek çok sayıda insana barınma sunulabilir.” açıklamalarında bulundu.

Konut kredisi için daha uzun vade önerisi! 20-25 yıl

Babacan Holding Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Babacan ise konu ile alım gücünün yükseltilmesi gerektiğini belirterek, “Üretim adeti ve hane sayısına baktığımızda üretilen evler ya satılmadı, ya yatırımcı aldı, yada yabancıya gitti yada kentsel dönüşüm oldu.” ifadelerine yer verdi. Ülkemizde konut sahipliği oranının artışının gelir düzeyinin yükseltilmesi ile mümkün olacağını belirten Babacan, “Yurtdışında 20-25 yıla varan sürelerle mortgage kredileri veriliyor. Halihazırda Türkiye’de bu süreler 10 yıl. Sürelerin uzaması önemli olacak.” ifadelerine yer verdi.

Vergi indirimlerinin de sektörü yumuşatacağını belirten Babacan, “Ayrıca KDV harcı ve tapu harçlarında ve yarı mamulde vergi indirimleri sağlanabilir. Böylece üretici uygun imkanlarla ürettiği zaman uygun fiyatlarla satabilir. Diğer türlü yüksek fiyata üretip yüksek fiyata satmak durumunda kalıyor.” dedi.

“Arz sıkıntısı yaşanmaması için 1.5 milyon adet konut üretilmeli”

Uzun vadeli ve yüksek krediler verilmesi gerektiğine de dikkat çeken Babacan, “Türkiye’de konutta arz sıkıntısının yaşanmaması için 1.5 milyon adet konut üretilmeli. Bu üretim için alım gücünün yükseltilmesi daha önemli. Bunun içinde enflasyonun böyle yüksek olduğu bir dönemde faizin oranlarının düşürülmesinden ziyade verilen kredi miktarının artırılması ve uzun vadeler daha önemli.” diye ekledi.

Babacan son olarak şu açıklamalarda bulundu:

“Yıl 2028 olduğunda 5.5 milyon konut yerine 1.5 milyon konutun üretildiğini konuşacağız. Buda alıcının konuta erişmesi açısından olumsuz bir süreç. Bu açıdan TOKİ özellikle alt gelir grubuna yönelik daha fazla konut üretebilir. Çünkü bizim gibi üreticilerin yüksek fiyata satmasının en büyük nedeni arsa fiyatları. Oysa kamu arsaya bir bedel ödemediği için alt gelir gurubuna üretim yapma imkanı var. Bu konuda konsantrasyonunu artırabilir.”

Maliyetler stoğun azalmasına sebep oluyor

EVA Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Cansel Turgut Yazıcı ise üretimin pahalılığına dikkat çekerek, “Kimse ürettiği ile yerine koyamıyor. 25 milyon TL ile projeyi bitiririm diye yola çıkan biri 40 milyona bitirebiliyor. Dolayısıyla 15 milyon cebinden vermek zorunda kalanlar oluyor. Önünü göremediği bir ortamda inşaat sektörünün büyümesi hiç de kolay değil. Dolayısıyla sermayesi olan inşaat yapacak buda daha az stoğun piyasaya gireceğini gösteriyor.” açıklamalarına yer verdi.

Erişilebilir konutun önemine dikkat çeken Yazıcı, konut üretimi ve sanayinin Anadolu’ya kaydırılmasının çözüm olabileceğini belirterek, “Ancak böylece daha düşük maliyetler ev sahibi yapabiliriz. Çünkü konuttan ziyade erişilebilir seviyede konutun üretilmesi önemli. Erişilebilir fiyata dolayısıyla acil bir şekilde piyasaya 200 bin ila 400 bin konut sunulmalı. Bunun için eskiden olduğu gibi Emlak Bankası gibi bir oluşum bölgeyi alıp ıslah edip, imara açacak şekilde bir yapıya ihtiyaç var.” dedi.

“Konut fiyatları ile hane halkı geliri arasındaki ayrışma büyüyor”

TSKB Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Makbule Yönet Maya da konut üretiminin yanı sıra, konut finansmanına erişim ve gelirin artırılması gibi unsurların ev sahipliği oranını artırılmasında önemine dikkat çekerek, “Üretim tarafında tabii ki erişilebilir konut üretiminin artması önemli. Bu açıdan baktığımızda uygun fiyatlı konut üretiminde ilk olarak arsa üretimi akla geliyor. Bu tarz proje geliştirmeleri için arsa temini önemli bir aşama olacaktır. Diğer taraftan ise konutta finansmana erişim tarafının önemli bir araç olduğu bugüne kadar açıklanan rakamlarla ortaya çıkmakta. Tabii bir de hane halkı geliri artmadığı sürece hele ki enflasyonist bir ortamda konuta ayrılacak bütçe her geçen düşme eğiliminde olacak.” dedi.

Maya, ayrıca konut fiyatları ile hane halkı geliri arasındaki farkın günden güne artmasının konut sahipliğini azalttığını belirterek, “Bu nedenle de erişilebilir konut üretemiyor iseniz farklı modeller devreye girebiliyor. Paylaşımlı ofisten sonra paylaşımlı ev gibi yeni konseptler buna örnek gösterilebilir.” ifadelerine yer verdi.

İnşaat Mühendisi Mithat GÜNEY, PMP YouTube Kanalı

Dünya genelindeki İnşaat Projeleri, Şantiye Görüntüleri, Gayrimenkul Sektörü ve Profesyonel Proje Yönetimi ile ilgili videoları İnşaat Mühendisi Mithat GÜNEY, PMP YouTube kanalında bulabilirsiniz.

İnşaat Mühendisliği | Betonarme Bağ Kirişi | Briket Duvar Örme – YouTube

Kaynak; Konutlar yatırımcıya gidiyor (dunya.com)

Düzenleyen; İnş. Müh. Mithat GÜNEY, PMP

Bu yazı, konutpiyasasi.com internet sayfasında da tarafımızdan yayınlanmıştır.

Yazımız, ofisprojeleri.com internet sayfasında da tarafımızdan yayınlanmıştır.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ