Emlak Haberleri

TMB, İnşaat Sektörü Analizi Ekim 2023 raporunu yayınladı!

TMB, İnşaat Sektörü Analizi Ekim 2023 raporunu yayınladı!

TMB, İnşaat Sektörü Analizi Ekim 2023 raporunu yayınladı. Buna göre Cumhuriyetin ikinci yüzyılına girerken gündem; Ekonomik Sorunlar.

İnşaat Sektörü Analizi Ekim 2023 raporu özeti

Türkiye Müteahhitler Birliği’nin (TMB) İnşaat Sektörü Analizi Ekim 2023 Raporu’nda, Cumhuriyetin ikinci yüzyılına girerken gündem; Ekonomik Sorunlar.

Raporda belirtildiğine göre, Dünya ekonomisinde enflasyon-büyüme eksenindeki kaygılar halen geride bırakılamamıştır. Özellikle enerji fiyatlarındaki düşüş ve Çin’de “sıfır Covid” salgın önlemlerinin kaldırılması sonucunda, küresel ekonomik faaliyetlerde 2023 yılına beklenenden daha güçlü bir başlangıç yapılmıştır.

Ancak yılın son çeyrek dönemine girilirken, küresel ekonominin önümüzdeki dönemde yavaşlayacağına yönelik işaret ve öngörüler öne çıkmış durumdadır.

Türkiye’nin en köklü sivil toplum örgütlerinden Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB), ekonomi çevreleri ve sektör tarafından ilgiyle takip edilen İnşaat Sektörü Analizi Ekim 2023 sayısını yayınladı.

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), 19 Eylül 2023 tarihli “Ekonomik Görünüm Raporu”nda,
küresel ekonominin 2023 yılının ilk yarısında beklenenden daha dirençli bir görünüm sergilemesine rağmen ekonomik büyümenin zayıf kalmaya devam ettiğini belirtmiştir. OECD raporunda, izlenen sıkı para politikasının sonuçlarının giderek daha görünür hale gelmesi ve Çin ekonomisinde beklenenden daha zayıf bir toparlanma ile 2024 yılında küresel büyümenin, 2023’e göre daha düşük olacağı tahmininde bulunulmuştur. Kuruluş, geçen yıl %3,3 genişleyen küresel ekonomi için büyüme tahminlerini 2023 yılı için %2,7 seviyesinden %3’e, 2024 için ise %2,9’dan %2,7’ye revize etmiştir. OECD, enflasyonist baskıların azaldığına dair net işaretler gelene kadar merkez bankalarının faiz oranlarını yüksek tutması gerektiği görüşünü de paylaşmıştır.

Petrol fiyatlarında son dönemde kaydedilen artış küresel ölçekte enflasyona ilişkin endişelerin artmasına neden olmuştur. Gelişmiş ülke merkez bankalarının enflasyonla mücadele amacıyla izlediği sıkı para politikası kapsamında faizlerde tepe noktasının oluşup oluşmadığı tartışılmaktadır. Ağırlıkla paylaşılan görüş; faiz oranlarının önümüzdeki aylarda daha fazla artmasının beklenmediğine dönüktür.

Türkiye ekonomisi, Nisan-Haziran 2023 döneminde yıllık bazda %3,8 büyümüş

Türkiye ekonomisi, Nisan-Haziran 2023 döneminde yıllık bazda %3,8 ile piyasa beklentilerinin üzerinde
büyümüş, özel tüketim harcamaları ivme kaybetmekle birlikte büyümeye en yüksek katkı sağlayan kalem
olmaya devam etmiştir. Bu dönemde net ihracatın (özellikle ihracattaki sert düşüş nedeniyle) büyümeyi
sınırlandırması, üretim tarafında da sanayi sektöründeki daralma ve hizmetlerdeki ivme kaybı öne çıkan
gelişmeler olmuştur. Bu dönemde sanayi sektörü %2,6 daralırken, hizmetler sektörü %6,4, inşaat sektörü
%6,2 ve tarım sektörü %1,2 büyümüştür. Toplam sabit sermaye yatırımı içinde deprem felaketinin ardından başlayan yeniden imar çalışmalarının etkisiyle inşaat yatırımlarında %2,5’lik artış gerçekleşmiş; makine-teçhizat yatırımlarındaki büyüme de %7,4 olmuştur.

Aynı dönemde ülkede işsizlik oranı 0,3 puanlık düşüşle %9,7 seviyesinde gerçekleşirken geniş işsizlik
(zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü) oranı 1 puanlık artış ile
%23,5 olmuştur.

Hükümetin, 6 Eylül 2023 tarihinde açıkladığı 2024-2026 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program’da
(OVP) Türkiye ekonomisine ilişkin büyüme tahmini (2023 yılı güncel tahmini %4,4 olmak üzere) izleyen üç
yıl için sırasıyla %4, %4,5 ve %5 olarak belirlenmiştir. Dünya Bankası’nın ise 5 Ekim 2023 tarihli “Avrupa ve
Orta Asya Ekonomik Güncelleme Raporu”nda, Türkiye ekonomisi için 2023 yılı büyüme tahmini %3,2
seviyesinden %4,2’ye çıkarılmıştır.

Toplumsal refah kaybına neden olan yüksek enflasyon, yılın ilk yarısında baz etkisi desteğiyle göreceli
olarak geri çekilmeye başlarken ikinci yarıda yeniden yukarı dönmüştür. TÜFE, Eylül ayında aylık bazda
%4,75 ve yıllık bazda %61,53 olarak gerçekleşmiştir. Böylece enflasyonda yılın ilk dokuz ayındaki artış
%49,9 seviyesine ulaşmıştır. Bu dönemde üretici fiyatları (Yİ-ÜFE) da %3,4 ile son dört ayın en düşük
artışını kaydetmiş, yıllık bazda %47,4 artmıştır. Türkiye, dünyada gıda ve enerji enflasyonu düşerken bu
alemlere ait fiyatların en yüksek seyrettiği ülkelerden biri olmayı geçtiğimiz dönemde de sürdürmüştür.
Ücret, vergi ve fiyat artışları ile kur geçişkenliği nedenleri başta olmak üzere enflasyon beklentileri
yükselmektedir. Ekonomistler yılsonu enflasyonu için %70 ve üstü değerlere işaret ederken, izleyen
dönem için OVP’de enflasyonda 2024-2026 arasında yıllar itibarıyla sırasıyla %33, %15,2 ve %8,5
oranlarında oldukça hızlı bir iyileşme öngörülmesi dikkat çekmiştir.

Diğer taraftan geçtiğimiz çeyrek dönemde enflasyonla mücadele için yüksek faiz artışına gidilmesi, düşük
kur politikasının ve genişlemeci maliye politikasının terk edilmesi, Aralık 2021’den bu yana yabancı para
mevduatın kur garantili olarak TL’ye dönüştürüldüğü Kur Korumalı Mevduat (KKM) uygulamasından
kademeli vazgeçilmesi öne çıkmıştır. Bu adımlar, ekonomide “rasyonel politikalara dönüşün hızlandığı”
şeklinde değerlendirilmiştir.

Seçimlerin ardından uluslararası finans piyasasının tanıdığı bir isim olan Gaye Erkan’ın başkan olarak atandığı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nda (TCMB), Temmuz ayı sonunda da Para Politikası Kurulu
(PPK) üyelerinde önemli değişiklikler yapılmış ve aradan geçen zamanda (son dört ayda) Merkez Bankası,
politika faizi oranını 2150 baz puan yükseltmiştir. Son olarak PPK Eylül ayı Toplantısında faiz oranı %25’ten
%30 düzeyine çıkarılmıştır. Toplantı sonrasında yayımlanan metinde, yurt içi talepteki güçlü seyir ve hizmet enflasyonundaki katılığa işaret edilmiştir. TCMB PPK, petrol fiyatlarındaki artışın enflasyon beklentilerini bozduğu, ancak kur ve maliyet kaynaklı baskılar ile vergi düzenlemelerinin enflasyona etkisinin geçtiğimiz aylarda önemli ölçüde tamamlanması sonucunda aylık enflasyonda ivme kaybı yaşanabileceği değerlendirmesinde bulunmuştur.

İnşaat Sektörü Analizi Ekim 2023 DÜNYA – Küresel Ekonomi Beklenenden Dirençli Çıktı

Küresel ekonomide görünüm zor koşullara rağmen yılın ilk yarısında 2022 yılına göre uluslararası kuruluşlarca dirençli bulunmuş, ancak geçen zamanda ekonomik faaliyetlerin zayıf seyrettiği izlenmiştir.

Nisan-Haziran 2023 döneminde küresel çapta büyüyen hizmetler sektörü ile daralan imalat sanayi arasındaki makas açılırken geçtiğimiz çeyrek dönemde de imalat sanayiinde belirgin toparlanma işareti görülmemiştir. Hizmetler sektörü genel olarak ivme kayıpları yaşasa da büyüme alanında kalarak ekonomik aktiviteyi canlı tutmayı sürdürmüştür. Önde gelen ekonomilerde sektörler arasındaki bu ayrışma, küresel ekonomide büyümenin seyrine ilişkin endişelere neden olmaktadır. Yüksek enflasyon ve faizlerle artan maliyetler çerçevesinde Batı ekonomilerinde bir süredir talepte düşüş ve resesyon yaşanma olasılığı gündemdedir. Euro bölgesinde halen resesyon tehlikesinden bahsedilmekte, ABD ekonomisinde ise daha çok yumuşak iniş senaryosunun gerçekleşmekte olduğu değerlendirmeleri yapılmaktadır. ABD’de imalat sanayi PMI, Eylül ayında 1 puan artarak 48,9 değerine yükselse de eşik değer altında kalmış, hizmet sektörü PMI 0,3 puan azalarak 50,2 değerine gerilemiştir. Ağustos verilerine göre Euro bölgesinde imalat PMI, 43,5 seviyesine yükselmiş olmasına karşın sektör halen daralmaktadır.

Hizmetler PMI ise 48,3 seviyesine kadar inmiştir. Aynı dönemde Çin’de Caixin imalat sektörü PMI, beklenmedik bir şekilde artarak Şubat’tan itibaren en yüksek seviyeye çıkmışsa da sürdürülebilir olup
olmayacağı izlenmektedir. Diğer taraftan ülkede hizmetler PMI, 2,3 puanlık azalışla 51,8’e gerilemiştir.

Dünya Ticaret Örgütü’nün (DTÖ) 24 Ağustos’ta yayımlanan “Küresel Mal Ticaret Barometresi”, Mayıs
ayındaki 95,6 değerinden 99,1’e yükselerek, mal ticaret hacminin iki çeyreklik düşüşten sonra yükselmeye başladığını ancak trendin az da olsa altında kaldığını göstermiştir. Küresel ekonomiye dair diğer önemli gösterge olan “Baltık Kuru Yük Endeksi”nin ise Tahıl Koridoru’nun sonlandırılmasıyla birlikte, Haziran-Eylül döneminde hızla yükselerek (2 Haziran’da 919 iken 27 Eylül’de 1752) 2023 yılındaki en yüksek seviyesine ulaştığı takip edilmiştir.

ABD: Ekonomi “yumuşak inişe” geçti

ABD ekonomisi, 2023 yılının ilk iki çeyreğinde sırasıyla %2 ve %2,1 oranlarında büyümüştür. Tüketim harcamaları güçlü görünüm sunarken, üçüncü çeyreğe ilişkin açıklanan veriler ekonomik aktivitede ılımlı
görünümün sürdüğüne işaret etmiştir. Ülkede Temmuz’da aylık bazda sanayi üretim endeksi %1, perakende satışlar da %0,7 artmıştır. Bileşik PMI verisi Ağustos ayında 50,4 ile son altı ayın en düşük değerini alsa da eşik değerin üstünde kalmaya devam etmiştir.

TÜFE, Ağustos ayında enerji maliyetlerindeki hızlı artışın etkisiyle yıllık bazda %3,7 ile beklentilerin hafif üzerinde gerçekleşirken aylık enflasyon beklentiler paralelinde %0,6 olmuştur. İşgücü piyasasında sıkılığın; arz ve talep arasındaki uyumsuzluğun sürdüğü dile getirilmektedir. Ülke ekonomisinin “yumuşak iniş”te (resesyon yaşanmadan toparlanma) olduğu değerlendirmeleri yapılmaktadır.

Bu tablo içinde FED, Eylül ayındaki FOMC toplantısında, politika faizini beklentiler paralelinde değiştirmeyerek %5,25-%5,50 aralığında tutmuştur. Kararın ardından kamuoyu ile paylaşılan değerlendirme notunda, ekonomik aktivite ve işgücü piyasasındaki güçlü görünüme dikkat çekilirken; FED Başkanı Powell, %2 seviyesindeki enflasyon hedefini vurgulayarak faizlerin uzun bir süre yüksek seviyelerde kalabileceğinin sinyalini vermiştir. Toplantının ardından açıklanan ekonomik göstergelere ilişkin öngörülerde, 19 komite üyesinden 12’sinin 2023 yılı içinde bir faiz artışı daha bekledikleri görülmüştür. Bankanın büyüme tahmini 2023 yılı için Haziran’daki %1,1 seviyesinden %2,1’e çıkarılırken, 2024 ve 2025 yılları için ise sırasıyla %1,5 ve %1,8 olarak açıklanmıştır.

AVRUPA: Durgunluk tehlikesi sürüyor

Yılın ilk çeyreğinde yıllık bazda %1 büyürken, çeyrek bazında daralarak (%0,1) resesyona giren Euro bölgesi; ikinci çeyrekte yıllık %0,5 ve çeyreklik bazda %0,1 büyüyerek sınırlı bir toparlanma sergilemiştir. İzleyen dönem için öncü göstergeler zayıf bir görünüme işaret etmekte, tüketimin zayıfladığı değerlendirilmektedir. S&P Global tarafından derlenen Euro Bölgesi Bileşik PMI, Eylül ayında Ağustos ayındaki 33 ayın en düşük seviyesi olan 46,7’den 47,1’e yükselmiş ancak eşik değerin altında kalmayı sürdürmüştür.

Bölgede Temmuz ayında işsizlik oranı %6,4 ile tarihi düşük seviyelerdeki seyrini sürdürmüş, Ağustos’ta yıllık TÜFE enflasyonu ise değişmeyerek %5,2 seviyesinde gerçekleşmiştir. Enflasyon üzerinde enerji maliyetleri ile gıda, alkol ve tütün ürünlerindeki fiyat artışlarının etkili olduğu gözlenmiştir.

TÜRKİYE Ekonomide “Rasyonele Dönüş” Hızlandı

Makro dengesizlikler içinde iken bir de deprem yıkımının büyük etkisi altında kalan Türkiye ekonomisinde, seçim öncesinde izlenen politikadan dönüş adımları hızlanmıştır. Bu kapsamda yüksek enflasyon sorununa karşı izlenen politikalarda döviz kuru ve faiz tarafındaki baskıyı azaltmaya geçiş “rasyonele dönüş” olarak değerlendirilerek olumlu bulunmuştur. Diğer taraftan yerel seçimlere doğru gidilirken, ekonomi yönetiminin bir kez daha “enflasyonu düşürürken büyümeyi sürdürme” şeklinde açıkladığı hedef akıllarda soru işaretlerine neden olmaktadır.

Ekonomide yılın ikinci çeyrek döneminde tüketim harcamalarının negatif reel faiz ortamında süren güçlü desteğiyle yıllık %3,8’lik büyüme kaydedilmiştir. Bu oran, Türkiye’nin son yıllarda düştüğü hesaplanan potansiyel büyüme hızına yakındır. Diğer taraftan, deprem ve seçim harcamalarında hızlı artışın yaşandığı, yüksek negatif reel faiz ve yıllık enflasyon ortamında %3,8’lik büyüme oranı kimi ekonomistlerce düşük bulunmuştur. Yılın üçüncü çeyreği için sanayide yaşanan gerileme, vergi ve fiyat artışları, faiz oranlarının yükselmesi büyüme üzerinde baskı unsurudur. İSO tarafından yayımlanan Türkiye İmalat PMI Endeksi, Ağustos’ta 49 değerini alarak Aralık 2022’den bu yana en düşük seviyesine gerilemiştir. Endeks, bu dönemde üretim faaliyetleri, maliyet baskıları ve fiyat artışlarının yeni siparişlerde neden olduğu yavaşlama paralelinde Şubat’tan bu yana en hızlı daralmayı kaydetmiştir.

Ağustos’ta İSO’nun Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi de eşik değerin altına; 49,1’e gerilemiştir. Geçen çeyrek dönemde genel olarak tüketici güveni ve tüketime yönelik verilerin de aşağı yönlü olduğu izlenmiştir.

Yıl sonunda hükümetin ekonomide büyüme öngörüsü %4,4 iken; OECD 19 Eylül 2023 tarihli “Ekonomik
Görünüm Raporu”nda, Türkiye ekonomisinde büyüme beklentisini Haziran ayında 2023 yılı için açıkladığı
%3,6 seviyesinden %4,3’e çıkarmış, 2024 yılı için ise %3,7’den %2,6’ya indirmiştir.

İNŞAAT SEKTÖRÜ – Kamu Müteahhitleri Darboğazda

Elim felaketin ardından deprem bölgesinde yeniden inşa amacıyla artan faaliyetlerle birlikte inşaat sektörü, yılın ilk iki çeyrek döneminde sırasıyla %4,5 ve %6,2 oranlarında büyüme kaydetmiştir. Aynı zamanda sektörün milli gelirdeki payı %6,2’ye çıkmıştır. Milli gelirden aldığı pay 2016 yılında %9’un üzerinde olan inşaat sektöründeki mevcut görünüm geçtiğimiz yılların çok gerisindedir. Konut dışı inşaat faaliyetlerinde ülke genelinde büyüme gözlemlenmemekte olup; kamuda tasarruf tedbirleri kapsamında gelecek yıl zorunlu haller dışında Yatırım Programına yeni proje alınmayacak olması, sektör için ileriye dönük büyük bir darboğaz yaratmıştır. Girdi maliyetlerinde süren artışlar, kamu yatırımlarında ödenek yetersizliği ve hakediş tahsilatlarındaki gecikmeler, krediye erişimde kısıtlar ve sektörde kalifiye işgücü bulunmaması da sektörde öne çıkan sorunlardır.

GSYHve İnşaat Sektöründe Büyümenin Seyri (%)

İnşaat sektöründe 2018 yılından itibaren iç ve dış ekonomik gelişmelerin etkisiyle daralma öne çıkarken, Covid-19 salgınıyla birlikte sorunlar artmış, ardından ekonomide sıkı para politikasına geçişle ivme kaybı sürmüştür. Sektör, 2021 yılının ilk yarısında salgından toparlanma süreci paralelinde oldukça sınırlı da olsa büyümüştür. Ancak sonrasında küresel ve ulusal ekonomide izlenen gelişmelerle yeniden küçülmeye başlamıştır. Bu gelişmeler neticesinde inşaat sektörü, 2021 ve 2022 yıllarında sırasıyla %0,6 ve %7,1 oranlarında daralmıştır. Bu yılın ilk yarısında ise Kahramanmaraş ve Hatay merkezli elim depremlerin etkisiyle artan inşaat faaliyetleri sektördeki görünümün pozitife dönmesine neden olmuştur. Önceki yılın aynı dönemine göre Nisan-Haziran 2023 döneminde sektörde kaydedilen büyüme son 21 çeyreğin en hızlı artışı olarak dikkat çekmiştir. İstanbul başta olmak üzere deprem riski yüksek şehirlerde kentsel dönüşüme olan talebin artış göstermesi de önümüzdeki dönem için konut alanında bir potansiyel yaratmaktadır.

Sektörde kaydedilen büyüme, yatırım ve istihdam rakamlarında da kendisini göstermiştir. Geçen yılın genelinde gerileyerek yılsonunda ancak %0,6 oranında artış kaydeden (kamu ve özel) sektörel yatırımlar, bu yılın ikinci çeyreği itibarıyla %2,5 artmıştır. Cumhurbaşkanlığı’nın 15 Eylül 2023 tarihinde Resmî Gazete‘nin mükerrer sayısında yayımlanan “2024-2026 Dönemi Yatırım Programı Hazırlıkları Genelgesi”nde ise proje bazında ödenek, teklif ve tahsislerinde devam eden öncelikli projelerden en kısa sürede tamamlanabilecek olanlara öncelik verileceği belirtilmiş; “Tasarruf tedbirleri kapsamında zorunlu haller dışında 2024 Yılı Yatırım Programı’na yeni proje alınmayacaktır. Mevcut kamu sabit sermaye stokundan azami kapasitede yararlanılması için gerekli bakım ve onarımlara önem verilecek, vatandaşlarımızın acil ihtiyaçlarına ve ekonomide katma değer artışına doğrudan hizmet etmeyen projeler teklif edilmeyecektir” denilmiştir.

Yurt Dışı Müteahhitlik Hizmetleri: Bölgedeki savaşa rağmen Türkiye dünya ikincisi

Rusya-Ukrayna savaşının yurt dışı müteahhitlik hizmetlerimizde yarattığı kayıplara karşın Türkiye, 2022 yılında da firma sayısı ile “Dünyanın En Büyük 250 Uluslararası Müteahhidi” listesindeki dünya ikinciliğini korumuştur. Türk müteahhitlik firmaları için yeniden açılan Körfez pazarında özellikle Suudi Arabistan’a yönelik çalışmalar hız kazanmıştır. İnşaat sektörü, ikinci hedef pazar olarak hayata geçmeyi bekleyen büyük altyapı projelerinin bulunduğu Irak’ı takip etmektedir.

Türk inşaat sektörü, bu yılın ilk dokuz ayında yurt dışında 12,9 milyar ABD Doları tutarında 185 proje üstlenmiştir. Böylece sektörün ilk kez 1972 yılında Libya ile yurt dışı pazara açılmasından bu yana ulaştığı uluslararası proje portföyü büyüklüğü, 135 ülkede üstlenilen 11.837 projeyle toplam 486 milyar ABD Doları olmuştur.

Yurt Dışı Müteahhitlik Hizmetlerinde Yıllık Proje Tutarı (Milyar ABD $)

Bu sorunların çözümüne yönelik atılacak adımlarla, Türk yurt dışı müteahhitlik hizmetlerinin ülkemizin döviz gelirlerinin ve yurt dışında Türk işgücü istihdamının artırılmasında sahip olduğu rolün artarak sürmesi mümkün olabilecektir. Yurt içinde yaklaşık 2 milyon kişiye istihdam sağlamasıyla da öne çıkan inşaat sektörü, yurt dışı projelerde istihdam edilen Türk işgücü sayısını gerekli düzenlemelerle orta vadede 100 bine çıkarmayı amaçlamaktadır. Bu konudaki engellerden ilki olan yurt dışındaki projelerde müteahhitlik firmalarımız tarafından istihdam edilen işgücüne gelir vergisi muafiyeti sağlanması konusu çözüme kavuşturulmuştur. Diğer önemli engel olan işçi-işveren uyuşmazlıklarının bazı avukatlık büroları tarafından istismar edilmesi ile ortaya çıkan sorun konusunda ise Adalet Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı ve TMB tarafından gerekli çalışmalar sürdürülmekte olup çok önemli gelişmeler kaydedilmiştir.

İnşaat Mühendisi Mithat GÜNEY, PMP YouTube Kanalı

Dünya genelindeki İnşaat Projeleri, Şantiye Görüntüleri, Gayrimenkul Sektörü ve Profesyonel Proje Yönetimi ile ilgili videoları İnşaat Mühendisi Mithat GÜNEY, PMP YouTube kanalında bulabilirsiniz.

Mithat GÜNEY, PMP YouTube Kanalı

Kaynak; https://www.tmb.org.tr/uploads/publications/652ce014edcf625d68dd7c7a/1697439756068-tmb-bulten-ekim-2023.pdf

Düzenleyen; İnş. Müh. Mithat GÜNEY, PMP

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ