TMB, İnşaat Sektörü Analizi Nisan 2024 raporunu yayınladı!
TMB, İnşaat Sektörü Analizi Nisan 2024 raporunu yayınladı. Raporda Deprem, Seçim ve Kentsel Dönüşüm konuları irdeleniyor.
İnşaat Sektörü Analizi Nisan 2024 raporu özeti
Türkiye Müteahhitler Birliği’nin (TMB) İnşaat Sektörü Analizi Nisan 2024 Raporu’nda, önümüzdeki dönem seçimin ekonomisi, ekonominin seçimi konuları irdeleniyor.
2024 yılının ilk çeyreğinde dünya kamuoyunu meşgul eden başlıca konular; devam eden savaşlar, jeopolitik riskler, küresel büyüme, enflasyondaki eğilimler, başta Türkiye ile ABD olmak üzere tüm dünyada devam eden seçim süreçlerinin politik ve ekonomik yansımaları olmuştur. Yılın hemen başında uluslararası kuruluşların küresel görünüme ilişkin raporları peş peşe yayımlanmıştır.
Dünya Bankası, Ocak ayında yayımladığı “Küresel Ekonomik Beklentiler Raporu”nda küresel ekonominin 2023 öncesine göre daha iyi bir yerde olduğuna da işaret etmiş; 2023 yılı için %2,6 olarak tahmin edilen küresel büyümenin 2024’te %2,4, 2025’te ise %2,7 olacağı öngörülmüştür. Raporda, gelişmekte olan ülkelerin 2024 yılında %3,9, düşük gelirli ülkelerin %5,5, gelişmiş ülkelerin %1,2 büyüme kaydedeceği belirtilmiştir. Dünya Bankası son yayımladığı raporunda Türkiye’nin büyüme oranını revize ederek %3,1’den %3’e çekmiştir.
Türkiye’nin en köklü sivil toplum örgütlerinden Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB), ekonomi çevreleri ve sektör tarafından ilgiyle takip edilen İnşaat Sektörü Analizi Nisan 2024 sayısını yayınladı.
Uluslararası Para Fonu (IMF), Ocak ayında “Ilımlı Enflasyon ve İstikrarlı Büyüme Yumuşak İnişe Giden Yolu Açıyor” başlığıyla yayımladığı Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’nda 2024 küresel büyüme tahminini Ekim ayı raporunda açıkladığı %2,9’dan %3,1’e revize ederken; 2025 büyüme tahminini %3,2 olarak korumuştur. Raporda küresel manşet enflasyonunun 2024 yılında %5,8’e, 2025 yılında ise %4,4’e düşmesi beklenirken, 2025 tahmini %0,2 puan aşağı yönlü revize edilmiştir.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), 5 Şubat’ta yayımladığı “Ekonomik Görünüm Ara Dönem Raporu”nda bu yıl için küresel ekonomik büyüme tahminini %2,7’den %2,9’a yükseltmiştir. Türkiye ekonomisinde ise büyümenin bu yıl %2,9 olması beklenirken, 2025 beklentisi %3,1 olmuştur.
Ukrayna savaşında ikinci yılını geride bırakan Rusya’da, Batılı ülkelerle devam eden ekonomik mücadelenin ve uygulanan yaptırımların etkisi gündemde kalmaya devam etmiştir.
Küresel ekonominin en önemli aktörlerinden olan ABD Merkez Bankası (FED) Mart ayı toplantısında politika faizini beklentilere paralel şekilde %5,25-%5,50 seviyesinde sabit tutmuştur. Enflasyonist baskıların sürdüğü gözlenen ABD’de enflasyon “yumuşak iniş”e geçmiştir.
ABD ekonomisi 2023 yılının son çeyreğinde yıllık bazda %3,4 büyürken, Euro Bölgesi ekonomisi aynı dönemde büyüme kaydetmemiştir. Bölge ekonomisinin son çeyrek GSYH büyüme oranı ise yıllık bazda %0,1 olarak gerçekleşmiştir.
Avrupa Merkez Bankası (ECB) da Mart ayı toplantısında, beklendiği gibi, faiz oranlarını değiştirmemiş; gösterge faiz oranını %4,5 oranında muhafaza etmiştir.
Mart ayında İngiltere Merkez Bankası (BoE) ve Çin Merkez Bankası (PBoC) da faiz oranlarında bir değişikliğe gitmemiştir. 17 yıl sonra ilk kez faiz artırımı kararı alan Japonya Merkez Bankası (BoJ) ise politika faizini %0,0-%0,1 düzeyine yükselterek 2016’dan bu yana sürdürdüğü negatif faiz politikasını sonlandırmıştır.
Türkiye ekonomisi ise 2023 yılının son çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre %4 oranında büyürken, bu oran yılın tamamında, pandemiden bu yana gerçekleşen en düşük seviyeyi gösteren %4,5 olmuştur. İnşaat sektörü ise 2023 yılının son çeyreğinde %10,8, 2023 yılında ise %7,8 büyümüştür.
Mart ayında Türkiye’de manşet enflasyon aylık bazda %3,16; yıllık bazda ise %68,50’ye yükselmiştir. YİÜFE aylık bazda %3,29 artarken, yıllık bazda %51,47’ye ulaşmıştır.
Türkiye’de Ocak ayında cari işlemler dengesi geçen yılın aynı dönemine göre %75 gerileyerek 2,55 milyar ABD Doları açık vermiştir. Söz konusu gerilemede, dış ticaretin alt kalemlerindeki yıllık düşüş belirleyici olmuştur. Altın ithalatı yıllık bazda %79, enerji ithalatı %26, diğer mallar ithalatı %79 gerilemiştir. Cari işlemler açığı ise 12 aylık kümülatif toplamda 45,4 milyar ABD Doları’ndan 37,5 milyar ABD Doları’na gerilemiştir.
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın açıkladığı verilere göre merkezi yönetim bütçesi Mart ayında 209 milyar TL açık verirken, yılın ilk çeyreğinde verilen bütçe açığı 513,5 milyar TL düzeyine ulaşmıştır. Mart ayında bütçe gelirleri bir önceki yılın aynı ayına göre %68,7 artarak 483,8 milyar TL olurken, bütçe giderleri %107,4 artarak 692,8 milyar TL olmuştur. Ocak-Mart döneminde faiz dışı açık ise 263 milyar TL olarak gerçekleşmiştir.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) 21 Mart’ta yapılan toplantıda, sabit bırakacağı beklentilerinin aksine politika faiz oranını 5 puan artırarak %50’ye çıkarmıştır. Şubat ayında aylık enflasyonun ana eğiliminin, hizmet enflasyonu öncülüğünde, öngörülenden yüksek gerçekleştiğini belirten TCMB, enflasyon görünümündeki bozulmayı dikkate alarak politika faizinin artırılmasına karar verdiğini belirtmiştir.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Türkiye’nin kredi notunu “B”den “B+”ya yükseltirken, not görünümünü “durağan”dan “pozitif”e çıkarmıştır. Notun yükselmesinin Haziran 2023’ten beri uygulanan ve para politikasında önden yüklemeli sıkılaşma da dahil politikaların etkinliğini, makroekonomik ve dış kırılganlıklardaki azalmayı yansıttığı belirtilmiştir.
Tüketici güven endeksi Mart’ta aylık bazda %0,02 artarak 79,4 ile yatay bir seyir izlemiştir. Alt endekslerden mevcut döneme ilişkin değerlendirmelerin kötüleşmesine karşılık gelecek 12 aylık döneme ilişkin hanenin maddi durum ve genel ekonomik durum beklentilerinin Şubat ayına kıyasla iyileşmesi dikkat çekmiştir. Mart ayında, reel kesim güven endeksi de aylık bazda 1,5 puan artarak 103,5 ile son 4 ayın en yüksek düzeyinde gerçekleşirken, imalat sanayi kapasite kullanım oranı bir önceki aya göre 0,2 puan artarak %77,2 olmuştur.
Ekonomik güven endeksi Mart’ta 100,0 puanlık eşik değerine ulaşmıştır. Bu dönemde alt endekslerden tüketici, reel kesim ve hizmet sektörü güven endekslerinde kaydedilen iyileşme genel ekonomik güvendeki artışa zemin oluşturmuştur. Diğer taraftan, mevcut sıkı para politikasının bir sonucu olarak perakende ticaret ve inşaat sektörlerindeki zayıflık ilgili sektörlerdeki güven endekslerini ve ekonomik güven endeksini aşağı yönlü etkilemiştir.
TÜİK tarafından açıklanan yıllık işgücü istatistiklerine göre, 2023 yılında işsizlik oranı 2022’ye kıyasla 1,0 puan düşüşle %9,4 seviyesinde kaydedilmiştir. 2023’te işgücü 562 bin kişi, istihdam ise 880 bin kişi artmış, işsiz sayısı ise 318 bin azalarak 3 milyon 264 bin kişi olmuştur. Böylece 2023’te istihdam oranı bir önceki yıla göre 0,8 puan artarak %48,3’e çıkmıştır. 2023 yılında tarım dışında tüm sektörlerde istihdam artarken, hizmet sektöründe kaydedilen 852 bin kişilik artış öne çıkmıştır. 2023 yılında inşaat sektörü istihdamı 151 bin kişi artarak 1 milyon 997 bin kişi olmuş, istihdamdaki payı ise %6,3’e yükselmiştir.
Ocak ayında cari açık yıllık bazda %75,5 gerileyerek 2,6 milyar ABD Doları ile piyasa beklentisinin bir miktar altında gerçekleşmiştir. Enerji ithalatındaki azalışa ek olarak parasal olmayan altın ithalatının Nisan 2022’den bu yana en düşük düzeyine inmesi cari açıktaki iyileşmede rol oynamıştır. Ocak’ta 12 aylık kümülatif cari açık da 37,5 milyar ABD Doları ile Ağustos 2022’den itibaren en düşük seviyesinde gerçekleşmiştir.
Yurt içinde 6 aydır yıllık bazda daralan konut satışları Şubat ayında geçtiğimiz yıl yaşanan deprem felaketinin yarattığı baz etkisiyle %17,3 genişlemiştir. Konut satışları Ocak-Şubat döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre %2,0 azalarak 174 bin 210 olarak gerçekleşmiştir. Aynı dönemde yabancılara yapılan konut satışlarında %48’lik düşüş yaşanmıştır.
Yurt Dışı Müteahhitlik Hizmetleri (YDMH) kapsamında Ocak-Mart 2024 dönemi itibarıyla 4,3 milyar ABD Doları tutarında 40 proje üstlenilmiştir. İnşaat sektörünün uluslararası proje portföyü büyüklüğü, 1972 yılından 2024 yılının Mart ayına kadar olan dönemde üstlenilen 12.164 projeyle toplam 507,3 milyar ABD Doları olmuştur.
İnşaat Sektörü Analizi Nisan 2024 DÜNYA – Yumuşak İnişe Doğru
Önceki yıldan devraldığı savaş, küresel büyüme sancıları, jeopolitik riskler ve enflasyonist baskılarla mücadeleyi öne çıkaran merkez bankaları kararlarıyla başlayan 2024 yılının, aynı zamanda tüm dünyada zorlu bir “seçim yılı” olması beklenmektedir. Başta Türkiye’deki yerel seçimler ve Amerika Birleşik Devletleri’ndeki başkanlık seçimi olmak üzere elliden fazla ülkede, yüz milyonlarca insan yıl boyunca sandık başına gidecektir. Seçmenler sadece kendi ülkelerinin değil tüm dünyanın da bir anlamda kaderini belirleyecektir. Bu politik havaya yön veren ekonomik görünümün ise 2024 yılında daha ılımlı ama hala temkinli olacağı düşünülmektedir. Genel beklenti küresel ekonominin yumuşak inişe geçeceği yönünde olmakla birlikte daha karamsar senaryolar da tartışılmaktadır.
Uluslararası Para Fonu (IMF) eski baş ekonomisti Kenneth Rogoff, The Guardian’da yayımlanan yazısında “Küresel ekonominin yumuşak bir inişe doğru gittiği yönündeki yaygın inanca rağmen, son trendler iyimser olmak için çok az neden sunuyor. Dünya başka bir çalkantılı yılla karşı karşıyayken, politika yapıcıların ve analistlerin yumuşak inişin, iniş pistinin bir deprem bölgesinde olması durumunda pek bir anlam ifade etmediğini akılda tutması gerekiyor.” sözleriyle tablonun düşünüldüğü kadar pembe olmayabileceğini belirtmiştir. Nitekim, devam eden Rusya-Ukrayna savaşı, Gazze’de yaşanan insanlık dramı, Çin’in Tayvan’a karşı olan gergin tutumu, Kızıldeniz’de yaşanan lojistik kaos ile birlikte enerji ve iklim konularındaki olası krizler eşliğinde bir yıl daha bizleri beklemektedir.
2024 yılının hemen başında uluslararası kuruluşların küresel görünüme ilişkin raporları peş peşe yayımlanmıştır. Dünya Bankası, 9 Ocak tarihinde yayımladığı “Küresel Ekonomik Beklentiler Raporu”nda kalkınma için dönüştürücü olması planlanan on yıllık bir dönemin orta noktasına yaklaşıldığı; yüksek borçlanma maliyetleri ve jeopolitik gerilimlerin etkisiyle son otuz yılın en yavaş beş yıllık Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) büyümesinin görüleceği ifade edilmiştir. Küresel ekonominin 2023 öncesine göre daha iyi bir yerde olduğuna da işaret edilen raporda, küresel resesyon riskinin, büyük ölçüde ABD ekonomisinin gücü sayesinde azaldığı; ancak artan jeopolitik gerilimlerin dünya ekonomisi için kısa vadede yeni tehlikeler oluşturabileceği vurgulanmıştır. Küresel büyümenin art arda üçüncü yılda da yavaşlamasının beklendiği kaydedilen raporda, 2023 yılı için %2,6 olarak tahmin edilen küresel büyümenin 2024’te %2,4, 2025’te ise %2,7 olacağı öngörülmüştür. Raporda, gelişmekte olan ülkelerin 2024 yılında %3,9, düşük gelirli ülkelerin %5,5, gelişmiş ülkelerin %1,2 büyüme kaydedeceği belirtilerek, 2024’ün sonuna gelindiğinde, gelişmekte olan her 4 ülkeden birinde ve düşük gelirli ülkelerin yaklaşık %40’ında 2019’daki salgın öncesi dönemden daha fazla yoksulluk olacağı belirtilmiştir. Rapora ilişkin değerlendirmelerde bulunan Dünya Bankası Grubu Başkanı Ajay Banga, yoksulluğu azaltmanın ve refahı yaymanın en emin yolunun istihdamdan geçtiğinin altını çizerek, daha yavaş büyümenin istihdam yaratmayı zorlaştırdığını ifade etmiştir.
Uluslararası Para Fonu (IMF), Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’nu “Ilımlı Enflasyon ve İstikrarlı Büyüme Yumuşak İnişe Giden Yolu Açıyor” başlığıyla 30 Ocak tarihinde yayımlamıştır. Önümüzdeki döneme ilişkin daha olumlu bir tablo çizen IMF, 2024 küresel büyüme tahminini Ekim ayı raporunda açıkladığı %2,9’dan %3,1’e revize ederken; 2025 büyüme tahminini %3,2 olarak korumuştur. IMF, 2024 yılı tahminini yukarı yönlü revize etmesinin nedenlerini, ABD ve bazı büyük yükselen piyasa ile gelişmekte olan ekonomilerin beklenenden daha fazla dayanıklılık göstermesi ve Çin’in mali destek tedbirleri olarak açıklamıştır. Raporda enflasyonun arz yönlü sorunların çözülmesi ve kısıtlayıcı para politikalarının etkisiyle, çoğu bölgede beklenenden daha hızlı düştüğü değerlendirilmiştir. Küresel manşet enflasyonunun 2024 yılında %5,8’e, 2025 yılında ise %4,4’e düşmesi beklenirken, 2025 tahmini %0,2 puan aşağı yönlü revize edilmiştir.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), 5 Şubat’ta yayımladığı Ekonomik Görünüm Ara Dönem Raporu’nda bu yıl için küresel ekonomik büyüme tahminini %2,7’den %2,9’a yükseltmiştir. Raporda, çekirdek enflasyonun çoğu ülkede hala hedefin üzerinde seyretmesi ve işgücü maliyetlerindeki artışın orta vadeli enflasyon hedefleriyle uyumlu olan seviyeden yüksek olması nedeniyle, 2021’de başlayan enflasyonist sürecin 2025’te sona ereceğinden emin olmak için henüz erken olduğu bildirilmiştir. Orta Doğu başta olmak üzere jeopolitik gerilimlerin enflasyonda yukarı yönlü baskı oluşturma riskinin bulunduğu, bölgede çatışmanın genişlemesinin deniz taşımacılığını beklenenden daha kapsamlı şekilde kesintiye uğratabileceği ve arz darboğazlarının yoğunlaşabileceği aktarılmıştır.
Japonya Merkez Bankası (BoJ), 8 yıldır uyguladığı negatif faiz politikasına son vererek Mart ayında 17 yıl sonra ilk kez faizleri artırmıştır. BoJ yeni kısa vadeli faiz hedefini %0-0.1 aralığında belirleme kararı almış ve 2016’dan bu yana uygulanan ve uzun vadeli faiz oranlarını sıfır civarında sınırlayan getiri eğrisi kontrol (YCC) politikasını da kaldırmıştır. Ancak BoJ, daha önce olduğu gibi “aynı miktarda” devlet tahvili almaya devam edeceğini ve getirilerin hızlı bir şekilde artması durumunda alımları artıracağını da açıklamıştır.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings de “Büyüme Görünümü İyileşiyor Ancak Enflasyon Devam Ediyor” başlığıyla 13 Mart’ta yayımladığı Küresel Ekonomik Görünüm Raporu’nda küresel ekonomiye ilişkin büyüme beklentisini 2024 yılı için 0,3 puan artırarak %2,4’e yükseltmiştir.
Öte yandan, Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF), tarafından 21 Şubat’ta yayımlanan “Küresel Borç Monitörü Raporu”nda küresel borç tutarının 2023 yılında 15 trilyon ABD Doları’ndan fazla artarak 313 trilyon ABD Dolarlık yeni bir rekora ulaştığı açıklanmıştır. Rapora göre küresel borç tutarındaki artışın yaklaşık %55’i çoğunlukla ABD, Fransa ve Almanya’nın etkisiyle gelişmiş ekonomilerden kaynaklanırken, gelişmekte olan piyasalarda borç birikimi çoğunlukla Çin, Hindistan ve Brezilya’da yoğunlaşmıştır.
Gelişmiş ekonomilerin toplam borcu geçen yıl 208,3 trilyon ABD Doları olarak hesaplanırken, gelişmekte olan piyasalardaki borç 104,6 trilyon ABD Doları olarak kaydedilmiştir. Borcun dağılımı incelendiğinde, hane halkına ait borçların 2023 sonu itibarıyla 59,3 trilyon ABD Doları’na, finansal olmayan şirketlere ait borçların 94,4 trilyon ABD Doları’na, kamu borçlarının 89,9 trilyon ABD Doları’na ve finansal şirketlere ait borçların 69,4 trilyon ABD Doları’na yükseldiği görülmüştür. Küresel borcun Gayri Safi Yurt içi Hasıla’ya (GSYH) oranı ise gelişmiş ekonomilerin etkisiyle art arda üçüncü yılda da düşüş kaydetmiş; ancak, büyüme ve enflasyonun zayıflamasıyla 2023’te 2 puanlık bir düşüşle yaklaşık %330’a gerilemiştir.
Gelişmekte olan ülkelerin borçlarının GSYH’ye oranı ise %225 ile yeni bir rekora ulaşırken, en büyük artış Hindistan, Arjantin, Çin, Rusya, Malezya ve Güney Afrika’da görülmüştür. Toplam GSYH’ye oranları dikkate alındığında, 2023 yılının son çeyreği itibarıyla hane halkına ait borçlar %62,6’dan %61,5’e, finansal olmayan şirketlere ait borçlar%96,2’den %95,6’ya ve finans sektörüne ait borçlar %78,8’den %77,4’e inerken, kamu borçları %95,6’dan %96,7’ye yükselmiştir.
İnşaat Sektörü Analizi Nisan 2024 TÜRKİYE
“Seçim” ekonomisinden “geçim” ekonomisine dönüş
Türkiye 2023 yılını 6 Şubat depremlerinin bıraktığı yıkım, küresel jeopolitik olayların yarattığı etkiler ve seçimlerin yükü altında ağırlaşan ekonomi ile tamamlamış, 2024 yılının ilk çeyreğinde de gündem aynı konular ekseninde belirlenmiştir.
Kahramanmaraş depremlerinin birinci yılı geride kalırken acı bilanço bir kez daha ortaya konmuştur. Devasa yıkımın maliyeti de devasa boyutta olmuştur. T.C. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı (SBB) tarafından yayımlanan Kahramanmaraş ve Hatay Depremleri Raporu’na göre depremin maliyeti yaklaşık 104 milyar ABD Doları’dır.
Deprem sebebiyle oluşan hasarın en önemli kısmı yaklaşık 57 milyar ABD Doları ile konutlarda gerçekleşmiş, kamu altyapısı ve hizmet binaları hasarı 13 milyar ABD Doları, konut hariç özel kesim hasarı ise 12 milyar ABD Doları olmuştur. Araştırmada, deprem harcamalarının 2023 yılı bütçesi üzerindeki yükünün yüksek olduğu belirtilmiştir. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in 15 Ocak 2024 tarihinde yapmış olduğu basın açıklamasında, 2023 yılı sonunda depreme yönelik ihtiyaçlar için yapılan harcama tutarının 950 milyar TL (milli gelirin %3,7’si) seviyesine ulaştığı açıklanmıştır. Orta Vadeli Program’da (2024-26) deprem kaynaklı bütçe ödeneklerinde 2024 yılında deprem kaynaklı giderlerin milli gelire oranının %2,5, 2025 yılında %0,9 ve 2026 yılında %0,8 olarak hedeflendiği görülmüştür.
İl bazında verilere göre, 2023 yılında deprem bölgesinde toplam ihracat bir önceki yıla göre yüzde 13 oranında azalmış, en sert düşüşler %53 ile Osmaniye, %30 ile Adıyaman ve Kahramanmaraş’ta, %28 ile Hatay’da yaşanmıştır. Bölgesel ihracattaki düşüş, Türkiye’nin 2023 yılı ihracatının bir önceki yıla göre %1 oranında sınırlı artmasında etkili olmuştur.
Deprem sonrasında yaşanan yıkımla beraber bölge dışına yüksek göç verilmesine rağmen deprem bölgesinde işsizlik rekor seviyede artmıştır. İŞKUR verilerine göre işsizlik ödeneğine başvuranlar, 2023 yılı Ocak-Kasım döneminde, depremden en çok etkilenen iller arasında yer alan Hatay’da %83, Adıyaman’da %50, Kahramanmaraş’ta %46, Malatya’da ise %40 oranında artmıştır.
Güven endeksi
Türkiye İstatistik Kurumu ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası iş birliği ile yürütülen tüketici eğilim anketi sonuçlarından hesaplanan tüketici güven endeksi, Ocak ayında 80,4 iken Şubat ayında %1,3 oranında azalarak 79,3, Mart ayında ise %0,02 oranında artarak 79,4 olmuştur.
Ekonomik güven endeksi Ocak ayında 99,4 iken, Şubat ayında %0,4 oranında azalarak 99,0 olmuş; Mart ayında ise %1,0 oranında artarak 100,0 değerini almıştır.
Mevsim etkilerinden arındırılmış güven endeksi Mart ayında bir önceki aya göre; hizmet sektöründe %1,5 oranında artarak 120,4, perakende ticaret sektöründe %1,0 oranında azalarak 113,3 ve 2024 mart inşaat sektörü güven endeksi %3,6 oranında azalarak 88,6 değerini almıştır.
İnşaat Sektörü Analizi Nisan 2024 İNŞAAT SEKTÖRÜ
Deprem, Seçim ve Kentsel Dönüşüm
İnşaat sektörü 2023 yılını yurt içinde deprem bölgesinin yaralarını sarmak ve bölgenin yeniden inşası faaliyetleri ile tamamlamış; 2024 yılının ilk çeyreğinde ise yerel seçimlerin de etkisiyle kentsel dönüşüm çalışmalarına hız verilmiştir. İstanbul için Şubat ayı sonunda başlatılan “Kentsel Dönüşümde Yarısı Bizden” kampanyası ile hak sahiplerine her bir konut için 700 bin liraya kadar hibe, 700 bin liraya kadar kredi; bir işyeri için 350 bin liraya kadar hibe, 350 bin liraya kadar kredi alma imkanı tanınmıştır.
Öte yandan tasarruf tedbirleri kapsamında yurt içinde zorunlu haller dışında yeni projelere yer verilmeyecek olması, halihazırda yürürlükte olan Fiyat Farkı Kararnamesi’nin yetersiz kalması, jeopolitik gerilimlere bağlı olarak artan inşaat maliyetleri ve gittikçe derinleşen ara eleman sıkıntısı, 2024 yılında da sektörün önündeki en büyük engellerden olmaya devam etmiştir. Sektör, girdiği darboğazı yurt dışı müteahhitlik hizmetlerine ağırlık vererek aşmayı hedeflemektedir.
Deprem bölgesinin yeniden inşasının etkisiyle inşaat sektörü, 2023 yılının dördüncü çeyreğinde %10,8 oranında büyümüş; 2023 yılının ilk çeyreğindeki büyüme oranı %4,5’ten %5,3’e, ikinci çeyrek büyüme oranı %6,2’den %7,2’ye, üçüncü çeyrek büyüme oranı ise %8,1’den %7,8’e revize edilmiştir. Böylece inşaat sektörü 2023 yılında %7,8 oranında genel ekonominin üstünde bir oranda büyüme kaydetmiştir. İnşaat sektöründe beş yıllık bir aradan sonra ilk defa büyüme gerçekleşmiş olsa da bu oran, sektörün yaşadığı daralmanın ancak %35’ini telafi edebilmiştir. Gayrimenkul sektörü ise 2023 yılında %2,7 ile oldukça yavaş bir büyüme sergilemiştir.
Öte yandan yapı sektöründe karbon emisyonunu azaltma konusunda ülkemizde önemli adımlar atılmıştır. Çimento, yapı sektöründe yüksek emisyon ile üretilen ve uygulanan bir yapı malzemesidir. Betonun içindeki değeri ile betonun da emisyonlarını yukarıya çekmektedir. Ülkemizde binalar ve altyapılar büyük oranda çimentodan yapılmış betonarme taşıyıcı sistemi ile üretilmektedir. Yüksek bir karbon emisyonu kaynağı olan çimento ve beton bu hali ile Türkiye’nin ulusal emisyon azaltım önlemlerine engel olabilmektedir.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından 16 Mart tarihinde yayımlanan “Kamu İhale Sözleşmelerinde Düşük Karbon Emisyonuna Sahip Yeşil Çimento Kullanımının Yaygınlaştırılmasına İlişkin Tebliğ” ile kamu ihalelerinde yeşil çimento kullanımı zorunlu hale gelmiştir. Çevresel sürdürülebilirlik ve teknik verimliliğiyle ön plana çıkan yeşil çimentonun kullanımını teşvik etmek amacıyla; kullanılacak çimentoda klinker/çimento oranı en fazla 0,80 olarak satın alınacak ve bu oran 2030’da 0,75’e inecektir. İnşaat sektöründe sürdürülebilirlik bağlamında bir ilk olarak görülen bu önemli gelişme sayesinde ülkemizdeki binaların gömülü karbon emisyonlarının önemli oranda düşmesi beklenmektedir.
Bakanlık tarafından özellikle binaların operasyonel emisyonlarını düşürmeye yönelik çeşitli tedbirler alınmış; ancak yapı sektöründe, yapı malzemelerinin bünyelerindeki karbon emisyonlarına bugüne kadar herhangi bir uygulama yapılmamıştır. Tebliğ, bu anlamı ile yapı sektöründeki tüm yapı malzemelerinin emisyonlarının ilerideki dönemde düşürülmesi için ele alınacağını işaret etmiştir. Yeşil çimentolar, tebliğ kapsamında, CEM I-Portland çimentosu haricinde TS EN 197-1 standardında yer alan ve/veya içeriğinde %95’ten daha az klinker ve %5’ten daha fazla mineral katkı içeren ve içeriğine eklenen (kalker, silis dumanı, uçucu kül, puzolan ve benzeri) mineral katkılara göre kendi içerisinde farklı gruplara ayrılan çimentoları, ifade etmektedir. Yapısında bulunan geri dönüşümlü veya düşük emisyonlu içerik sayesinde çimentonun birim m3 başına emisyonları düşmektedir. Bünyesindeki düşük emisyon nedeni ile bu çimentolara yeşil çimento adı verilmektedir.
İnşaat maliyet endeksi
2024 yılı Ocak ayı inşaat maliyet endeksi bir önceki aya göre %15,70, bir önceki yılın aynı ayına göre %67,87 oranında artmıştır. Bir önceki aya göre malzeme endeksi %5,13, işçilik endeksi ise %41,95 artış gösterirken; bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi %53,29, işçilik endeksi ise %103,46 oranında yükselmiştir.
Türkiye İMSAD Şubat 2024 Sektör Raporu
(Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği) Türkiye İMSAD Şubat 2024 Sektör Raporuna göre İnşaat Malzemesi Sanayi Bileşik Endeksi, Şubat ayında bir önceki aya göre 0,09 puan artış kaydederek 71,21 puan seviyesine yükselmiştir. Rapora göre, küresel pazarlardaki durgunluğun devam etmesi ve mevsimsellik etkisi faaliyetleri etkilemeye devam etmiş; Faaliyet Endeksi, Şubat ayında bir önceki aya göre 1,7 puan artarak 145,6 puan olmuştur. Güven Endeksi ise bir önceki aya göre 0,26 puanlık düşüşle 32,62 puan seviyesine gerileyerek kırılgan ve zayıf eğilim içinde kalmaya devam etmiştir. Beklenti Endeksi de yine bir önceki aya göre 0,27 puan azalarak 57,67 puan seviyesine inmiştir.
Konut Segmenti: Fiyatlar artıyor, satışlar düşüyor
Türkiye genelinde 2024 Şubat ayı konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre %17,3 artarak 93 bin 902 olmuştur. Konut satışlarında ilk sırayı 16 bin 344 konut satışı ve %17,4 ile en yüksek paya sahip olan İstanbul almış, onu 8 bin 300 konut satışı ve %8,8 pay ile Ankara, 5 bin 168 konut satışı ve %5,5 pay ile İzmir izlemiştir. Konut satış sayısının en az olduğu iller sırasıyla 18 konut ile Ardahan, 45 konut ile Tunceli ve 51 konut ile Bayburt olmuştur. Konut satışları Ocak-Şubat döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre %2,0 azalarak 174 bin 210 olarak gerçekleşmiştir.
Konut Fiyat Endeksi
Türkiye’deki konutların kalite etkisinden arındırılmış fiyat değişimlerini izlemek amacıyla hesaplanan TCMB Konut Fiyat Endeksi 2024 yılı Ocak ayı KFE bir önceki aya göre %2,3 oranında artarak 1190,0 seviyesinde gerçekleşmiştir. Bir önceki yılın aynı ayına göre %68,0 oranında artan KFE, aynı dönemde reel olarak %1,4 oranında artış göstermiştir.
Yurt Dışı Müteahhitlik Hizmetleri: Hedef yurt dışında başarı
Ocak-Mart 2024 dönemi itibarıyla Türk inşaat sektörü tarafından yurt dışında 4,3 milyar ABD Doları tutarında 40 proje üstlenilmiştir. Böylece sektörün 1972 yılında Libya ile yurt dışı pazara açılmasından bu yana ulaştığı uluslararası proje portföyü büyüklüğü, 136 ülkede üstlenilen 12.164 projeyle toplam 507,3 milyar ABD Doları olmuştur.
Düzenleyen; İnş. Müh. Mithat GÜNEY, PMP